Uzun bir süreçten sonra İmza Gazetesine ve siz değerli okurlarıma gönülden merhaba ile satırlarıma başlarken gündeme engellilerimizin önündeki aşamadığı engellerle başlayacağım.
Aslında engel denildiğinde aklımıza önce ne geliyor? Sakat bir insanmı veya aşılamayan sorunlarmı?..Yada bunların dışında uyumsuz olan kişilermi yoksa yetersiz olanlarmı?
Engelli olarak telafuz etmeyipte sakat olarak dile getirdiğimizde ise bedensel olarak kısıtlı olanlar aklımıza gelir.
Bizim derdimiz bize engelli denilmiş, sakat denilmiş değil. Neticede bizler kısıtlı bireyleriz. Bizim kısıtlı olmamız yaşamımızı biraz zorlaştırsada bizler kendimize göre çözümlerimizle yaşamımıza yön verebiliyoruz. Bizim yaşamımıza dokunan engel/sizler bize engel olmadıktan sonra. Hayal kurarak başka bir dünyayı anlatırmışcasına konuşanlar empati kurarak düşünebilseler.
Bir ömür karanlığa mahkum kişinin yaşamını bir gün demiyorum sadece bir saat gözlerini bağlayarak geçirebilirmi? Normal hayatında yapabildiklerinin ne kadarını başarabilir?…
Yürüyemeyen içinde aynı, tek ayağına yüklenerek veya koltuk değnekleriyle ne kadar yürüyebilir, ne kadar merdiven çıkıp inebilirsiniz?
Bütün işlerimizi kolaylaştıran ellerimizle , kollarımızla kavrayamazsak tutamazsak ne yapabiliriz? Sevdiklerimize sarılabilirmiyiz? Bedenimizin bütün uzuvları paha biçilmez servetimizdir.
Bizler süslü sözlerinizi ve boş vaatlerinizi istemiyoruz. Bizler gerçekten engelsiz yaşamak istiyoruz. Çok basit bir örnek vermek istiyorum. Özel kurumlar %3, resmi kurumlar %4 engelli çalışan almak zorundalar. Asıl sorun ise burada, engelli çalışan olarak engelsiz çalışan tercih ediliyor. Her yerde olduğu gibi burada da ayrımcılık yapılıyor. Bu ayrıcalıkların bir çözüme ulaştırılması gerekiyor. Ayrıca engelli haklarını suistimal edenlere gerçek ihtiyaç sahibi engellinin hakkını gasp ettiği için caydırıcı cezai hükümler uygulanabilir.
İnsanoğlunun tabiatında var, sahip olduğunun kıymetini bilmemezlik. Paha biçilmez hazinemiz sağlığımızdır ve bunun için şükretmeliyiz. Sözlerimi Mevlana’nın bir sözü ile bitirmek istiyorum;” İnsan ulaşamadığı her şeyin delisi, ulaştığı her şeyin nankörüdür.”
3 Aralık Dünya Engelliler gününü bir farkındalık günü olarak kutlarken engelsiz yarınlarımızda sağlık, mutluluk ve huzur olmasını temenni ederim hayatımızda.
Sevmek güzel bir duygudur ama sevildiğini hissetmek her şeyden daha güzeldir.
Severek sevilerek sevgiyle kalın.
Sevgilerimle Meral Demirbaş