Son günlerde Zonguldak’ın Çaycuma ilçesi, kimi siyasileri açıklamaların ardından adeta hedef haline geldi.
Kadına yönelik şiddet, taciz ve cinsel suç vakalarının gündeme taşınması elbette ki toplumun vicdanını ilgilendiren son derece önemli bir meseledir. Ancak bazı siyasilerin bu olayların yalnızca Çaycuma’da yaşanıyormuş gibi sunması açıklama yapması, hem haksız hem de tehlikeli bir algı yaratmaktadır. Elbette hiçbirimiz kadına şiddeti, tacizi ya da cinsel suçu görmek, duymak istemeyiz. Bu tür suçları işleyenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını herkes gibi biz de isteriz. Ancak Türkiye’nin pek çok ilinde ve ilçesinde münferit olarak yaşanan bu acı olayların yalnızca bir bölgeye mal edilmesi, toplumda “suçun merkezi” gibi yanlış bir algı doğurur.
HEDEF GÖSTERİLEN ÇAYCUMA
Bazı siyasi isimlerin açıklamaları, Çaycuma’yı adeta “cinsel suçların odağı” gibi gösteren bir dil içeriyor. Oysa bu, ilçenin tamamına ve orada yaşayan binlerce dürüst insana yapılmış büyük bir haksızlık.
Her toplumda zaman zaman münferit olaylar yaşanabilir; ancak bu, bir ilçenin karakterine ya da halkının değerlerine mal edilemez. Bu tarz açıklamalar, farkında olunmadan, Çaycuma halkını “suçlu” gibi gösteren bir algı yaratmakta ve insanların onurunu zedelemektedir.
OLAYLAR SADECE ÇAYCUMA'DA MI YAŞANIYOR?
Gerçek şu ki, kadına şiddet ve cinsel suçlar yalnızca bir bölgeye özgü değildir. Türkiye’nin her köşesinde benzer olaylar yaşanmakta, toplum her seferinde büyük bir üzüntüyle bu haberleri karşılamaktadır.
Ancak bu tür olayların sürekli aynı ilçe üzerinden gündeme taşınması, farkında olmadan “suçun coğrafyasını” oluşturur. Bu, sadece Çaycuma’nın değil, Zonguldak’ın da itibarını zedeler.
Ulusal basında yer alan haberlerde Çaycuma’nın adı son dönemde sık sık “kadına şiddet”, “çocuk istismarı” veya “cinsel suçlar” başlıklarıyla birlikte anılmaya başladı. Bu durum, ilçenin toplumsal itibarını gölgelediği gibi, bölgeye yapılacak yatırımları, turizmi ve yerel ekonomiyi de olumsuz yönde etkileyebilir.
Kamuoyuna yapılan her açıklamanın, bölge halkı üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü bir sözcüğün, bir başlığın ya da yanlış kurulan bir cümlenin bile toplumun algısını yönlendirme gücü vardır.
SORUMLULUK HEPİMİZİN
Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu’nun da belirttiği gibi, taciz ve cinsel suçların önlenmesinde en büyük görev ailelere ve topluma düşmektedir. Devlet bu konuda gerekli adımları atarken, bireylerin de duyarlılığı ve farkındalığı bu mücadelenin en önemli unsurları arasındadır.
Ancak bu mücadele, bir ilçeyi hedef göstermekle değil; adalet, eğitim ve bilinçlenme yoluyla yürütülmelidir. Çaycuma’yı ya da herhangi bir bölgeyi “suçun merkezi” gibi göstermek, sorunu çözmek yerine toplumu daha da ayrıştırır.
Gerçek sorumluluk, suçun coğrafyasını değil nedenlerini tartışmaktan geçer.
Özellikle bazı siyasilerin Çaycuma’yı hedef alan bu dil, ne kadınların yaşadığı acıyı azaltır ne de toplumsal bilinci yükseltir.
Toplumun her kesimi, özellikle de siyasiler, sözlerinin yankısını hesaba katmalı; adalet ve vicdan terazisini her zaman korumalıdır. Çünkü kırılan bir itibar, bazen bir ilçenin değil, bir toplumun güven duygusunu da sarsar
Çaycuma bunları hak etmedi.