Öncelikle siz okuyucularımızla uzun süredir ayrı kaldığımız ve bu köşeden dertleşemediğimiz için özür! Belki geçerli bahane olmayacak ama yine de yazayım…
Babamın hastalık süreci, vefatı psikolojik,
Zonguldak’ın dertlerinin yazılmasına ve yön gösterilmesine rağmen çözüme ulaşma gayreti gösterilmemesi…
Bununla birlikte kent yerine kendini düşünenlerin cirit atması mental yorgunluğa neden oldu…
Hepsinden kötüsü umudun tükenmeye başlaması!
İşte tam da bu noktada ummadık ama umutları tazeleyecek anlar yaşandı…
“Her şeye rağmen Zonguldak için bir şey yapmalı”
***
Yalnız Değilmişim!
Tam da Zonguldak adına umudumun kalmadığı noktada 2 kişiyle tanıştım!
Biri siyasetin içinde ama benim çok da tanıyıp sohbet etmediğim biri…
Diğeri ise siyasette hiç olmayan, olmayı da hiç düşünmeyen biri…
İkisiyle de sohbette yıllar önce Zonguldak adına bir şeyler yapmaya çalışırken adeta şarj olduğum kişiyle yaşadığım hazzı ve gazı aldım…
Kendimiz adına değil kent adına yapılanlar bazılarına “Don Kişot” luk gibiymiş bile gelse birileri için bunun yaşam kaynağı, nefes alma şekli olduğunu hatırlayıp yalnız olmadığa sevindim…
Siyaseten yemediği madik kalmamasına rağmen Zonguldak adına ne yapabilir izi dert eden ile siyaseti düşünmezken ve sırf memlekete vizyon kazandırma adına yurt dışındaki işlerini Zonguldak’a kurma hayalini kuran Zonguldaklı…
Yalnız olmadığımı hatırlatan bu kişiler biraz da olsa kendime getirdi…
Olası muhtemel ayak oyunlarına,
Olabilecek tüm olumsuzluklara rağmen,
Kısacası;
“Her şeye rağmen Zonguldak için bir şey yapmalı”
Bu siyasetin veya idarecinin veya gazeteci olmanın değil, insan olmanın gereği…
***
Şikâyet edin! Mızrak çuvala sığmıyor!
Bir dönem Zonguldak’ın yüzkarası olduğu gibi doktorluk camiasının da yüzkarası haline gelen ‘Bıçak parası’ sorunu, belası tekrar hortladı!
Hem yaşadıklarımız hem de gelen şikayetleri harmanladığımızda ortaya çıkan tabloyla gelebilecek noktaya dikkat çekmek için haftalardır yazdık…
Olayın muhatabı bazı çevreler arasalar ve araya birilerini soksalar da asıl muhatap olması gereken Sağlık Müdürlüğü ve Savcılardan tık yok!
Özet geçip vurgulamak gerekirse;
Sadece Zonguldak değil Türkiye genelindeki özellikle üniversite hastanelerinde ‘Bıçak parası’ iddiaları mide bulandırıyor…
Olayın 3 boyutu var…
Birincisi; Hükümetin daha önce “Ya muayene ya hastane” tavrıyla yıllar öncesinden başlattığı duruşun Anayasa Mahkemesine dava açılıp “Kazanılmış hak” diyerek geri alan Zonguldak BEU’da 11, ülkedeki binlerce doktorun muayenede parasını alıp devletin imkanlarıyla ameliyat yapması… İstenilen rakamların ayyuka çıkartılması…
Buna Anayasa Mahkemesi kararı olduğundan şimdilik Sağlık Müdürlüğü ve savcılar yerine vergisi takibi yapılabilir…
İkincisi; Hükümetin, Üniversite hastanelerindeki ameliyatlardan asgari ücretin 2 katına kadar ücret alınabilir yetki vermesiyle vatandaşların hastane yönetimlerinin insafına bırakması…
Bir nevi ‘Bıçak parasının resmileştirilmesi’
Üçüncüsü; Vatandaşın tavrı… Doktorların zorla olmasa da ilgilenmeyerek para istemesi veya para istediğinin düşünülerek ‘Bıçak parası’ verilmesinin ardından, vatandaşın sorunun şikayetini yerine dedikodusunu yapması…
Sorun büyük, çözüm bu üçlü tespitin harmanlanmasından geçiyor…
Garibim vatandaşı ezmeden, doktorların haklarını gözetip hastanelerin ihtiyaçlarını gidererek bir formül bulun!
Yoksa ‘Bıçak parası’ illeti Sağlık sisteminin çöküşünü getirir!
İpin ucu Zonguldak’ta yakalandı…
Zonguldak BEU Tıp Fakültesi Hastanesi yöneticileri işin üzerine gidiyor… Bıçak parası şikâyeti olan bir doktora da inceleme başlatıldığını öğrendik…
Bu konunun üzerine giden yetkililere yardımcı olmanın yegâne yolu; Şikâyet etmek…
Bıçak parası alınan vatandaş savcılığa veya hastane yönetimine şikâyette bulunsun…
Korkmasın, kaçmasın, üşenmesin… Doktoru şikâyet edersem benim hastama bir daha bakmaz demesin!
Zira artık mızrak çuvala sığmıyor!
***
SÖZÜN ÖZÜ: "Ne diyeyim. Dilerim ihtiyacı olan birine gidiyordur bizden çaldıkları umut." - ANLAMLI SÖZLER
***
GÜNÜN SÖZÜ: "Sen de mi Brütüs. Bir Sen Eksiktin Zaten!" - ERCAN DEMİR