24 Temmuz 2025’te Resmî Gazete’de yayımlanan 7554 sayılı Değişiklik Kanunu, madencilik sektöründe köklü bir dönüşüm başlattı.
Ruhsatlandırma süreçlerinden çevresel yükümlülüklere, stratejik ve kritik maden tanımlarından ihale usullerine kadar pek çok alanda yapılan değişiklikler, Türkiye’nin kömür başkenti Zonguldak’ı doğrudan ilgilendiriyor. Özellikle Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve özel sektör maden işletmeleri bu yeni düzenlemelerin merkezinde yer alıyor.
REHABİLİTASYON YÜKÜMLÜLÜĞÜ ARTIK DAHA SIKI
Yeni düzenlemeyle “rehabilitasyon” kavramı madencilikte temel bir yükümlülük haline geldi. Bozulan arazilerin güvenli hale getirilmesi, yeniden ağaçlandırma, üst toprak serimi, fidan dikimi ve rekreasyon alanları oluşturma zorunlu hale getirildi.
Artık işletmeler, her yıl ruhsat bedeli kadar rehabilitasyon bedeli yatıracak. Yükümlülükler yerine getirilmezse üretim durdurulabilecek.
--Zonguldak’a Etkisi:
TTK ve özel işletmelerin faaliyet gösterdiği sahalarda bu yeni kurallar ciddi maliyetler doğuracak. Özellikle küçük ölçekli özel ocaklar, rehabilitasyon bedellerini karşılamakta zorlanabilir. Bu durum üretimin aksamasına ve istihdam kaybına yol açma riski taşıyor.
STRATEJİK VE KRİTİK MADEN TANIMI
Kanunda ilk kez stratejik ve kritik madenler tanımlandı. Bu madenler gerektiğinde “acele kamulaştırma” kapsamına alınabilecek.
--Zonguldak’a Etkisi:
Kömür doğrudan bu kapsama girmese de, enerji güvenliği tartışmaları içinde yeniden “kritik maden” olarak değerlendirilebilir. Bu durumda TTK ve özel ocakların sahaları devletin hızlı müdahalesine açık hale gelebilir.
RUHSAT VE İZİN SÜREÇLERİNDE YENİ OTOMATİZM
Orman dışı alanlarda izin başvurularına üç ay içinde yanıt verilmezse, başvuru otomatik olarak kabul edilmiş sayılacak. ÇED süreçlerinde de benzer şekilde süreler kısaltıldı ve kurumların sessiz kalması olumlu görüş olarak kabul edilecek.
--Zonguldak’a Etkisi:
Bu değişiklikler ruhsat ve izin almayı kolaylaştırırken çevresel riskleri artırıyor. Zonguldak gibi ormanlık alanlarla çevrili bölgelerde özel sektörün faaliyetleri hızlanabilir; ancak bu hız, doğa üzerinde telafisi zor zararlar bırakabilir.
İHALELERDE YENİ DÖNEM: ÖZEL SEKTÖRÜN PAYI ARTABİLİR
İhale kapsamı genişletilerek daha fazla maden grubu MAPEG’in takdirine bırakıldı. Bu durum kömür rezervlerinin daha kolay özel sektöre devredilmesinin önünü açıyor.
--Zonguldak’a Etkisi:
TTK’nın elindeki sahaların giderek özel sektöre devredilmesi, kamu üretiminin gölgede kalmasına yol açabilir. Bu da işçi haklarının zayıflaması ve istihdam güvencesinin azalması riskini beraberinde getiriyor.
ZONGULDAK’TAKİ TEMEL GERÇEKLER
TTK’nın üretimi 2003’ten bu yana 2 milyon tonun altına düştü.
Özel sektör üretimi artarken işçi hakları geriledi.
Zorlu jeolojik yapı, mekanize üretime geçişi zorlaştırıyor.
2010 Karadon faciası gibi iş güvenliği sorunları hâlâ gündemde.
Eğitim ve iş sağlığı programları artsa da, köklü değişime ihtiyaç var.
KARŞIDAKİ ZORLUKLAR
Mali baskılar: Rehabilitasyon bedeli küçük işletmeler için yük.
İş güvenliği: Kazalar ve meslek hastalıkları sürüyor.
Teknolojik sorunlar: Zorlu jeoloji, düşük kalorili kömür üretimini sınırlıyor.
Çevresel riskler: Orman izinlerindeki kolaylık, ekosistemi tehdit edebilir.
Sosyoekonomik etkiler: Kaçak ocaklarda çalışan işçilerin artışı, toplumsal riskleri büyütüyor.
ZONGULDAK İÇİN YENİ BİR VİZYON ŞART
7554 sayılı Kanun, madencilikte bürokratik engelleri azaltıp üretimi hızlandırmayı hedefliyor. Ancak Zonguldak özelinde bu değişiklikler hem fırsatlar hem de büyük riskler barındırıyor.
TTK ve özel sektör, rehabilitasyon yükümlülüklerini yerine getirmek, iş güvenliğini artırmak ve çevreye zarar vermeden üretimi sürdürmek zorunda. Aksi takdirde hem doğa hem de toplum için telafisi zor kayıplar yaşanabilir.
Zonguldak, Türkiye’nin madencilik kalbi olmaya devam edecekse, bu dönüşümü sürdürülebilir, güvenli ve insan odaklı bir vizyona dönüştürmek zorunda.
XXXXX
GAZETECİYE YAPILAN SALDIRIYI KINIYORUM
Zonguldak’ta yaşanan son olay, basın özgürlüğünün ne denli kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koydu. CHP’nin Bahçelievler Mahallesi’nde Pazar günü gerçekleştirilen delege seçimlerinde görevini yapan Pusula Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Öznur Güneş, kabul edilemez bir müdahaleyle karşı karşıya kaldı. CHP Zonguldak Belediye Meclis Üyesi Ferhat Günaydın’ın, oy sayımı sırasında görüntü almak isteyen Güneş’in üzerine yürüyerek “çekme” demesi ve telefonunu almaya çalışması, yalnızca bir gazeteciye değil, doğrudan halkın haber alma hakkına yönelik bir engellemedir.
Gazetecilerin görevi, kamu adına gerçeği ortaya koymak ve topluma doğru bilgiyi aktarmaktır. Bu göreve yönelik her türlü baskı, engelleme ya da saldırı, demokratik değerlerle bağdaşmaz. Kendini “sosyal demokrat” kimliğiyle tanımlayan bir siyasi parti temsilcisinin bu tavrı, demokrasiye olan inanç konusunda ciddi bir sorgulamayı da beraberinde getiriyor. Basın özgürlüğü, sadece gazetecilerin değil, toplumun da hakkıdır. Çünkü basın susturulduğunda, sessiz kalan aslında halkın kendisidir. O nedenle, basına yönelik her müdahale, dolaylı olarak halkın bilgiye erişimini de engeller.
Yaşanan olay, bir kez daha gösteriyor ki demokrasi ancak özgür bir basınla ayakta kalabilir. Gazetecilerin görevini yapmasına izin vermemek, halkın sesini kısmaktır. Bu nedenle, basın mensuplarına yönelik her türlü baskı ve saldırının karşısında durmak, demokratik değerlere sahip çıkan herkesin sorumluluğudur.
Meslektaşıma yapılan bu müdahaleyi şiddetle kınıyorum.