İsmail Sefertaş, iktidarın antidemokratik uygulamalarıyla halkın seçme-seçilme hakkının gasp edildiğini, grev hakkının ise sistematik şekilde yasaklandığını vurguladı.
TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİNE GÖLGE DÜŞÜYOR
Sefertaş, 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin temmuz ayında başlayacağını hatırlatarak, kamu emekçileri ve emeklilerin bu masaya artık heyecanla değil, endişeyle yaklaştığını belirtti. 14 yıldır süregelen toplu sözleşme uygulamalarının bir aldatmaca hâline dönüştüğüne dikkat çekti.
“TOPLU SÖZLEŞME DEĞİL, DANIŞIKLI DÖVÜŞ VAR”
Sefertaş, “Bu sözde toplu sözleşme masasında iktidar tarafı her şeyi belirleyip masaya oturuyor. İşveren, sendika, yetki – hepsi aynı elden yönetiliyor. Uyuşmazlık durumunda devreye giren Hakem Kurulu’nun çoğunluğu yine iktidar tarafından atanıyor. Kamu emekçilerinin söz hakkı yok sayılıyor” diyerek durumu eleştirdi.
EMEKÇİLERİN HAKLARI GERİYE GİDİYOR
14 yıldır sürdürülen toplu sözleşme tiyatrosunun faturası milyonlarca kamu emekçisine ve emekliye çıkıyor. Yoksulluk sınırının 85 bin TL’yi aştığı bir dönemde, en düşük kamu emekçisi maaşı 43 bin 690 TL’de, ortalama maaş ise 49 bin TL’de kalıyor. Bu rakamların yoksulluk sınırının ancak yarısını karşıladığını vurgulayan Sefertaş, emeklilerin durumunun ise daha da vahim olduğunu söyledi.
SEYYANEN ÖDENEKLER EMEKLİ AYLIKLARINI ERİTİYOR
Sefertaş, “Kamu emekçilerinin maaşlarının önemli bir kısmı taban aylığına yansıtılmıyor. Bu durum, emekli maaşlarının dibe vurmasına neden oluyor. Yeni işe başlayan kamu emekçileri emekli olduklarında aldıkları maaşın dörtte birine mahkûm kalıyor,” diyerek sistemin adaletsizliğini örnekledi.
VERİLMEYEN SÖZLER, TUTULMAYAN VAATLER
Seçim öncesi Cumhurbaşkanı’nın memurlara ilave seyyanen ödenek sözü verdiğini hatırlatan Sefertaş, “Seçim biteli 23 ay oldu, emeklilere bir kuruş bile verilmedi. İktidar hâlen her emekliye 303 bin TL borçlu,” diyerek eleştirilerini sürdürdü.
LİYAKAT ORTADAN KALDIRILDI, MÜLAKAT SİSTEMİ SÜRÜYOR
Sefertaş, “Kamuda göreve almada liyakati yok eden mülakat uygulaması söz verilmesine rağmen kaldırılmadı. Gelir vergisi dilimleri her yıl yeniden değerleme oranlarının altında artırıldı. Maaşlarımız cebimize girmeden vergiye gidiyor,” diyerek vergi adaletsizliğine de dikkat çekti.
SÖZLEŞMELİLERİN SAYISI KATLANIYOR, KADROLU ALIM DURDU
Kamudaki güvencesiz istihdamın her geçen gün büyüdüğüne dikkat çeken Sefertaş, son iki yılda kadrolu personel sayısının yalnızca %0,15 artarken sözleşmeli personel sayısının %74 arttığını vurguladı. Ayrıca ücretli öğretmenlerin asgari ücretin bile altında çalıştırıldığını, OHAL KHK’leriyle ihraç edilen KESK üyelerinin hâlen göreve iade edilmediğini dile getirdi.
KADIN EMEKÇİLER DE AYRIMCILIK MAĞDURU
Sefertaş, iktidarın cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren politikalarını eleştirerek, kadın kamu emekçilerinin mobbing ve ayrımcılığa karşı savunmasız bırakıldığını söyledi. “Kadınlar, ev ve bakım hizmetlerinin ücretsiz üstlenicisi hâline getirilmeye çalışılıyor,” diyerek durumu özetledi.
“GERÇEK BİR TOPLU PAZARLIK İÇİN BİRLEŞİK MÜCADELE ŞART”
Sefertaş, sözlerinin sonunda emekçilerin kendi haklarını savunma gücüne dikkat çekerek çağrıda bulundu: “Bugüne kadar yanlış politikaların bedelini biz ödedik. Ama artık yeter! Gerçek toplu pazarlık, grev hakkının tanındığı, halkın ve emekçilerin sözünün geçtiği bir sisteme ancak hep birlikte mücadele ederek ulaşabiliriz. Tüm kamu emekçilerini, emeklileri ve sendikaları ortak mücadeleye davet ediyoruz.”