Beş maymun hikâyesini bilir misiniz?

“O, beş değil üç maymun hikayesi” diyeceksiniz gibi duruyorsunuz.

Önce gözlerinizi kapatacak “Görmedim”

Ardından kulaklarınızı tıkayıp “Duymadım”

Son olarak ta ağzınızı kapatıp “Bilmiyorum” Diyeceksiniz.

Ama o hikaye değil benim konu ettiğim.

Beş Maymun Hikayesi!

Bir araştırmacı bir kafese beş maymun koymuş. Kafeste ipten sarkan bir salkım muz ve muzlara giden bir merdiven varmış. İlk maymun muz için gittiğinde, araştırmacı beş maymunun hepsine birden aynı anda beş dakika boyunca dondurucu su püskürtmüş. Bir süre sonra, ikinci bir maymun kaçınılmaz olarak muza gitmeye çalıştığında, araştırmacı bir kez daha beş maymunun hepsine beş dakika boyunca dondurucu su püskürtmüş.

Araştırmacı daha sonra hortumu kaldırmış ve bir daha asla hortuma dokunmamış. Ancak üçüncü bir maymun muzlara doğru gitmeye çalıştığında, diğer dördü de merdivene tırmanmasını önlemek için ona saldırıp, onu dövmüşler. Çünkü gelebilecek şiddetli buz gibi su püskürtülmesi cezasından korkmuşlar.

Ardından araştırmacı, maymunlardan birini orijinal deneyin parçası olmayan ve asla buz gibi su püskürtülmemiş yeni bir maymunla değiştirmiş. Ve yeni maymun daha önce olanlardan habersiz, muzlara gitmek için merdivene dokunur dokunmaz, diğer dört maymun bunu yapmasını önlemek için ona saldırmışlar ve acayip dayak atmışlar. Tekrar denediğinde, tekrar dayak yemiş. Böylece, yeni maymun da muzların peşinden gitmemeyi öğrenmiş. Çünkü giderse, tekrar saldırıya uğrayacağını ve dayak yiyeceğini biliyormuş.

Araştırmacı, ikinci bir maymunu da başka bir yeni maymunla değiştirmiş. Bu maymun da muz için gittiğinde, hiç su püskürtülmemiş yeni maymun da dahil olmak üzere diğer dördü bir olup, ona saldırıp acayip bir dayak atmışlar. Araştırmacı daha sonra orijinal maymunların beşi de kafesten çıkarılana kadar tüm maymunları birer birer değiştirmeye devam etmiş.

Yeni gelen her maymun muz için gittiğinde, diğerleri -yeni maymunlar olarak muzların peşinden gittikleri için asla ceza almadıkları halde- muza giden maymunu acayip dövmüşler.

…Ve böylece, hiç soğuk su püskürtülmemiş olan yeni maymunlar, muzların cazibesinin peşinden gitmemeyi öğrenmişler.

Bu beş maymunun hikâyesi birbirlerini yanlış bir eğilimde engelleme eğitimiyle alakalı.

Bu hikaye nereye bağlanabilir?

Günümüzde insanoğlunun yaptığı tüm olumsuz davranışları bir araştırın.

Trafikte eften püften sebeple arabasından levyeyi alıp karşıdaki aracın şoförüne saldıran,

Yediği, içtiği ürünün çöp olan kısmını sokağa atan,

Yolsuzluk, hırsızlık, Ahlaksızlık yapan.. bir sürü rahatsız edici konu karşınıza çıkar.

Okullar açılıyor. Öğretmen, öğrenci, veli ilişkileri yine alevlenecek. Öğrenci öğretmenini çileden çıkaracak, Öğretmen öğrencinin kulağını çekecek, veli de Öğretmenin kulağını çekecek!

Beş maymunu ve buz gibi soğuk su teorisini hatırlayın..

Beş maymun hikayesine “edimsel koşullanma” olarak baktığımızda “muza giden maymunlara beş dakika boyunca buz gibi su püskürtülmesi” koşullanma için kullanılan “ceza“dır. Ancak daha sonra “soğuk su sıkılmadığı halde”, maymunların şartlanması sonucu yeni gelen diğer maymunları dövmeleri, toplumlarında kendilerinin “dayak” cezasıyla oluşturdukları yeni bir “edimsel koşullanma“dır.

Bu olay edimsel koşullanmanın kendisini aşan etkisini çok güzel açıklamaktadır.

Edimsel koşullanma bir davranışın gücünün “pekiştirme” veya “cezalandırma” ile değiştirildiği bir tür ilişkisel öğrenme sürecidir. Çok kısa bir ifadeyle “ödül-ceza” sistemiyle davranış değişikliği sağlamanın psikolojide ki adıdır. Edimsel koşullanma yoluyla, bir davranış ile bu davranışın sonucu arasında beyinde bir ilişki kurulmaktadır.

Toplumun düzeni, huzuru ve güveni için “beş maymun eğitimi” sanırım toplumda ki sıkıntılı beyinler için de gerekli..