“HEYELAN GÖRÜLMEKTEDİR”

Gazeteci Orhan Akyüz’ün haberine göre, Jeoloji Mühendisleri Odası Zonguldak İli Temsilcisi Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Baltaş, sahillere dökülen şistlerin zemin oluşturma potansiyelleri konusuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında dikkat çekici şu ifadeleri kullandı:
“Yerel basından alınan aşağıdaki fotoğrafta şist olarak isimlendirilen ve kumtaşı, şeyl (kiltaşı, silttaşı, çamurtaşı vb.) ve çok küçük boyutlu kömür parçalarının bir araya gelmesiyle oluşan lavuar atığı malzemelerin döküldüğü alan üzerinde Zonguldak Öğretmenevi, Yüzme Havuzu ile Obezite ve Diyabet Uygulama-Araştırma Merkezinin bulunduğu alanda meydana gelen heyelan görülmektedir. Merak edilen konu ise heyelanın Karadeniz’in hırçın dalgalarıyla zamanla kara yönüne doğru ilerleyip ilerlemeciyi. Buradan hareketle sahillere dökülen şistlerin üzerlerine inşa edilen yapılar açısından zemin oluşturma potansiyellerini bir yerbilimci gözüyle irdelemeye çalıştım.

Whatsapp Image 2025 09 16 At 13.41.25 (1)

‘SÜREKLİ DEĞİŞİME UĞRARLAR’

Sahillerdeki kıyı morfolojileri; dalgaların enerjilerinden ve geliş yönlerinden, gelgit etkilerinden ve aralıklarından, iklim ve yağış faktörlerinden, zemin ve kayaç özelliklerinden, kıyıların topopoğrafik eğimin yüksek veya düşük olmasından, deniz seviyesindeki değişimlerden, yapılaşma ve madencilik faaliyetleri gibi insanların uygulamalarından etkilenerek bir denge içinde sürekli olarak değişime uğrarlar.

Whatsapp Image 2025 09 16 At 13.41.25

‘EROZYONU HIZLANDIRARAK ÇEVRESEL SORUNLARA YOL AÇAR’

Sahillerin zemin oluşturan çeşitli malzemelerle doldurulması, kıyı kenar çizgisinin konumunu etkiler ve değişmesine neden olur. Bu işlem, genellikle ‘plaj beslemesi’ veya ‘beach nourishment’ olarak bilinen bir kıyı koruma yöntemidir ve erozyonu önlemek, kıyı hattının genişliğini artırmak veya karayı denize doğru ilerletmek amacıyla yapılır. Ancak bu durumun olumlu etkileri genellikle geçicidir. Kıyıların küçük boyutlu malzemelerle doldurulması kısa vadede kıyı kenar çizgisinin konumunu deniz yönünde ilerleyecek şekilde etkilerken, uzun vadede fotoğrafta da görüldüğü gibi erozyonu hızlandırarak çevresel sorunlara yol açar. Çevresel etkilerin boyutu ise, dolgu amacıyla kullanılan malzemelerin türüne, yerel jeolojik koşullara ve iklim faktörlerine bağlıdır.

Ankara Demirspor-Zonguldakspor maçında ikinci gol sesi
Ankara Demirspor-Zonguldakspor maçında ikinci gol sesi
İçeriği Görüntüle

‘KIYILARIMIZDA DOLGU ZEMİN ÜZERİNE SAHİLE YAKIN KONUMDA İNŞA EDİLEN YAPILAR, DALGALARIN NEDEN OLDUĞU EROZYON ETKİSİYLE MEYDANA GELEN AŞINMA SONUCU YIKILMA TEHLİKESİ ALTINDA KALMAKTADIR’

Yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığım konular değerlendirmeden ve iyileştirme yapılmadan dolgu malzemeler üzerinde yapılaşmaya gidilmesi, fotoğraftaki örnekte olduğu gibi dalga aşındırması nedeniyle zeminde kayıplara neden olmaktadır. Sonuçta, kıyılarımızda dolgu zemin üzerine sahile yakın konumda inşa edilen yapılar, dalgaların neden olduğu erozyon etkisiyle meydana gelen aşınma sonucu yıkılma tehlikesi altında kalmaktadırlar. Yanı sıra, gerekli iyileştirilmeler yapılmadan küçük boyutlu dolgu malzemeler üzerine yapıların inşa edilmesi durumunda, zeminde aşınma olmasa bile, yağışların da etkisiyle söz konusu alanlarda zaman içinde farklı oturmalar olabilmekte ve taşıma kapasitesinde değişimler meydana gelebilmektedir. Bu durum da yapıların duraylılığını olumsuz yönde etkilemektedir.

‘OLDUKÇA DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR’

Çağımızda ulaşılan bilgi birikimi ve ülkemizin sahip olduğu yetişmiş insan gücüne rağmen, bu gibi tehlike arz eden yapılaşmaların, devlet eliyle bilim yuvası olan bir üniversiteye tahsis edilen arazi üzerinde gerçekleştirilmesi de oldukça düşündürücüdür.”

Muhabir: Orhan Akyüz

Muhabir: Orhan Akyüz