Adnan Küçükvar, “Dünya, insan zekâsını aşan yapay zekâ sistemlerini tartışıyor, biz ise hâlâ emekli maaşlarını konuşuyoruz” diyerek çarpıcı bir tablo çizdi.
YAPAY ZEKÂYA MİLYAR DOLARLIK YATIRIM, BİZDE AÇLIK SINIRININ ALTINDA MAAŞ
Küçükvar’ın açıklamasına göre, dünya yapay zekâ teknolojileri için 250 milyar doları aşan bir kaynak ayırmış durumda. Çin, yapay zekâ patentlerinin yüzde 70’ine sahipken; Avrupa Birliği, özel bir yapay zekâ yasası üzerinde çalışıyor. ABD, dev teknoloji şirketleriyle bu yarışta başı çekerken, Birleşik Krallık ve Güney Kore de ciddi adımlar atıyor.
Ancak Türkiye’deki tablo bu ilerlemenin tam tersi: 16 milyon emeklinin yüzde 80’i, asgari ücret olan 22.104 TL’nin ve açlık sınırı olarak belirlenen 31.500 TL’nin altında, ortalama 16 bin TL maaşla yaşam savaşı veriyor.
EMEKLİ MAAŞLARI HESAPLAMADA BÜYÜME RAKAMLARI YOK SAYILIYOR
Küçükvar, 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Yasası'nın emekliliği prim ve hizmet süresi yerine yaş ve TÜFE’ye dayandırdığını vurgulayarak, bu sistemin adaletsizliği körüklediğini dile getirdi. Emekli aylıklarının hesaplanmasında TÜİK’in açıkladığı büyüme rakamlarının SGK tarafından dikkate alınmadığını ifade etti. Örnek olarak 2024 yılında kaydedilen yüzde 3,2’lik büyümenin sadece 2025 yılı başında emekli olacakları etkileyeceğini hatırlattı.
TÜİK’İN RAKAMLARI GÜVEN VERMİYOR, BAYRAM İKRAMİYESİ HAKKIMIZI YANSITMIYOR
2018’de asgari ücretin yüzde 62’si oranında olan emekli bayram ikramiyesi, bugün aynı oranla hesaplanırsa 13.704 TL olması gerekirken yalnızca 4.000 TL olarak verildi. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının halkın yaşadığı gerçek enflasyonu yansıtmadığını belirten Küçükvar, “2024 Aralık ayında temel gıda zamları TÜİK tarafından görmezden gelindi. Emekliler zam aldığı için mi yıl sonu TÜFE’si düşük açıklandı?” diye sordu.
AKIL VE ALIN TERİYLE ÜLKEYE HİZMET EDEN EMEKLİ, BUGÜN GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Açıklamasının sonunda, emeklilerin sadece ekonomik değil, toplumsal anlamda da değersizleştirildiğini savunan Küçükvar, şu sözlerle tepkisini dile getirdi:
“Velhasıl-ı kelam; dünya, insanı diğer varlıklardan ayıran düşünme ve öğrenme yetilerini makinelere devretmeye hazırlanırken; biz, bu ülkeye ömrünü vermiş, alın teriyle katkı sunmuş emeklilerimizin yaşam kalitesini iyileştirmekten aciz kalıyoruz. Hayret ki ne hayret!”