GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMİ Mİ ? GÜÇLENDİRİLMİŞ MENFEATLER SİSTEMİ Mİ ? Küsurat partilerle ŞİŞMANLAYAN MİLLET İTTİFAKI, 28 Şubat postmodern darbesinin yıl dönümünde GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENT...

GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMİ Mİ ? GÜÇLENDİRİLMİŞ MENFEATLER SİSTEMİ Mİ ? Küsurat partilerle ŞİŞMANLAYAN MİLLET İTTİFAKI, 28 Şubat postmodern darbesinin yıl dönümünde GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM’in detayları diye yeni bir MENFEATLER birliği deglarasyonunu açıkladı. Şimdi açıklanan bu deglarasyona hangi siyasi görüşten olursak olalım ama elimizi vicdanımıza koyarak bakalım. İçinde tek bir madde, ülkemizi nasıl zenginleştirecekleri hakkında, nasıl mamur edecekleri hakkında, kalkınması için neler yapılacağı hakkında, nasıl ileri ülkeler seviyesinedeki teknoloji yarışının içinde olabileceğimiz hakkında, yerli ve milli savunma sanayisinin geleceği hakkında, Nükleer teknlojide, Uzay çalışmalarında, Dijital dünyada ilk sıraları nasıl yakalayacağımız hakkında, Fakiri daha fakir,zengini daha zengin ederek ülkede İŞSİZLİĞİ artıracak olan faiz arttırımının dışında enflasyonla mücadeleyi nasıl yapacakları hakkında, Ülkemizin dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmesi ve bölgesel güç olmasının güçlendirilmesini nasıl sağlayacakları hakkında, Geçmişte her sıkıntıda vergi artışı ve fon kesintileri getirilirken, 2002 'den beri olmayan yeni vergi ve ödenen eski fon kesintileri,hatta sürekli KDV'deki bir çok oranında düşürülmesi yerine, sıkıştıkça tekrar artacak VERGİLERİN ve YENİ FONLARIN olup olmayacağı hakkında, en küçük bir açıklama var mı ? Yok ama bize tekrar 2002 öncesi, KOALİSYONLARI, PAZARLIKLARI, YAĞMALAMALARI, HORTUMLAMALARI ve TERÖRÜN HORTLATILMASINI hatırlatan ve bu ortama yol açan bir çok maddeler var. Bunlardan sadece bir kaçına bakarsak; Güçlü parlamenter sistemini dinamitleyecek ve tekrar onlarca partinin daha kurulup parlamentoyu yamalı bohça haline getirecek ve tekrar VEKİL transferlerini hortlatacak olan Seçim barajını %3’e indirilmesi olsa olsa ülkemizi kullanmak isteyenlerin elini güçlendirir. Ülkemizin ne ekmeğinin artmasına, ne üretiminin artmasına, ne ileri teknolojiyi yakalamamıza, ne dijital çağın farkındalığını yaşamamıza ve nede fakirliği yok etmemize çare olur. Ancak bir kaç vekilin ve çevresinin daha çok zenginleşmesine, hortmlamanın yağmaya dönüşmesine vesile olur. En az %1 oy alan siyasi partilere HAZİNE YARDIMINDAN faydalanması sağlanacak diyor. Peki bu madde masadaki küsürat partileri olan ONLARCA tabela partilerinin dışında, halkımıza ne kazandıracak ? Ancak şu gerçek ki halkımızın refahı için kullanılması gereken HAZİNEMİZ, bu tabela partilerince tekrar tekrar yardım alarak ve sıkça seçimlere gidilerek boşaltılmasına sebeb olabilecek. Yani hortumlama ve yağmalamanın kapısı ardına kadar açılacak. Meclisinde denetim yetkisi arttırılması sağlanacakmış. Böylece çok parçalı meclisde şantaj ve dayatmaların önüde ardına kadar açılmış olacak, peki bu hal ülkemin hangi derdine çare olacak ? Yerel yönetimlerde KAYYUM'A son verilecekmiş. Yani PKK’nın Meclisdeki uzantısı olan partiye ÖRTÜLÜ ittifak sinyali verilmiş. Şimdi makam ve koltuk için ülkemizin güvenliği ile ilgili hususta bile taviz verenlerden ÜLKEMİZ için hayırlı bir hizmet beklenebilir mi? PKK’ya hizmet eden BAŞKANLARIN yerine kayyum atanmazsa, ülkemizin tekrar 2015 Yılında olduğu gibi MEYDANLARINDA BOMBALARIN PATLADIĞI, ŞEHİRLERDE TERÖRİSTLERİN SÖZ sahibi olduğu sürece dönmemize yol açacağı çok açık DEĞİL mi ? İşte ülkeyi yönetmeye talip olanların aslında ya kendilerine ikbal için yada DIŞ MİHRAKLARIN talimatları için bir arada oldukları, Açıkladıkları bildiriden açık ve net olarak anlaşılıyor. Ancak görebilmek içinde NEFRET,KİN ve ÖFKEDEN kurtulmak şart. Ülkedeki asayişi sağlayıp, barışı sağlayacakları YALANI, hemen toplantılarının yapıldığı salonda CHP ve İP danışmanlarının küçük sebeblerle birbirleri ile yaptıkları kavgalarıyla ortaya çıkıyor. Tabii ki, NEFRET ÖZÜRLÜSÜ OLMAYAN, yani gözleri KÖR, kulaklarıda SAĞIR ve ÖFKELERİNE esir olmayanlar bu tabloyu görebiliyor. KILIÇDAROĞLU, son gurup konuşmasında bizim düşündüklerimizi destekler açıklamalar yapıyor, Diyorki “BELÇİKA’DADA aylardır hükümet kurulamıyor”, Belçika’ya gerek yok ki, 2002 öncesi bizdede aylarca hükümetler kurulamazdı, Her vekile bir bakanlık ve içinede bir banka koyarak hükümetler kurulur, Kamu bankaları ve işletmeleri zarar için vardır denir içi boşaltılırdı. Yamalı bohçalı parlamenter sistemi hükümetleride hemen yeni fonlar vergiler koyardı. Aylarca Cumhurbaşkanı seçemeyincede darbenin gerekçesi olurdu. Güneydoğuda PKK’yı başımıza dert eden ve IRAK’DA,SURİYE’DE Kürt Devleti kurmak için Silah yağdıran, Suriye’yle bizi kavgaya tutuşturan ve sonrada hava savunma sistemlerini bizden alan ve bizi Suriye’ye,PKK’ya satan, Bizim savunma saniyimize açık-gizli ambargolar uygulayan “NATO’NUN izinden ayrılmamalıyız”, hatta doğalgaz ve petrolde, turizim gelirlerinde önemli partnerimize “yaptırım uygulayanların kervanına katılmalıyız” diyor. Halkımız bu durumda nasıl mağdur olacak bunlar için pek önemli olmasa gerek, KILIÇDAROĞLU ve AKŞENER İTTİFAKI, RUSYA-UKRAYNA Savaşında bile birbirine zıt iki görüş savunarak devletinde görüşlerine uygun davranması gerektiğini söylüyor. Peki bunlar şu anda devleti yönetselerdi durumumuz ne olurdu? Bu çelişkili hali insafla değerlendirme yapabilecek kimselerin,kimlerin peşine takıldıklarını görmelerine yeterde artar bile….