Ormanları yakanların insan demeye dilimiz varmıyor
Bile isteği yakılan ağaçlar ve göz göre göre gelen ihanet
İstanbul Beykoz’da bir köprüden ormanlık alana atılan havai fişekle başlayan yangının görüntüleri yüreklerimizi dağladı. Otoban üzerinden kasıtlı şekilde atılan işaret fişeğiyle alevler dakikalar içinde ormana yayıldı. Bu artık sıradan bir ihmal değil, açık bir sabotajdır. Göz göre göre ormanlarımız yakılıyor, doğamız yok ediliyor.
Geçtiğimiz günlerde Bursa Harmancık’taki yangını çıkaran kişinin eski bir FETÖ mensubu olduğunun ortaya çıkması, bu olayların arkasında nasıl bir planlı kötülüğün olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hainler, bu ülkenin ekmeğini yiyip suyunu içen, sonra da devlete ve millete ihanet eden operasyon çocuklarından başka bir şey değil.
AMAÇLARI BELLİ: KAOS VE DEVLETE DÜŞMANLIK
Bu yangınların amacı sadece ormanı yakmak değil; asıl hedefleri toplumu devlete düşman etmektir. Her yangında aynı senaryo devreye giriyor: Sosyal medyada devletin yetersiz olduğu yönünde propagandalar yapılıyor. “Devlet nerede?”, “İtfaiye yok”, “Avrupa’nın gerisindeyiz” gibi klişe cümlelerle algı operasyonu yürütülüyor.
Bu ülkeye operasyon çekmek isteyenlerin bir eli yangın çıkarırken, diğer eli klavyede devlete saldırı tuşlarında. Bu milletin sinir uçlarına dokunarak, devlete olan güveni zedelemek istiyorlar.
DEVLETİN GÜCÜ SAHADA: İŞTE RAKAMLARLA MÜCADELE
Gerçekleri konuşalım. Türkiye yangınla mücadelede sadece bölgesinin değil, dünyanın en donanımlı ülkelerinden biridir. Şu anda sahada 27 yangın söndürme uçağı, 105 helikopter, 14 İHA, 6 bin kara aracı ve 25 bini aşkın personel görev yapıyor.
Türkiye, yangınlarda İHA kullanan Avrupa’daki ilk, dünyadaki ikinci ülke konumunda. Uçak ve helikopter sayısı Avrupa ülkelerinden daha fazla. Ancak unutmamak gerekir ki, yangın söndürme süreci yalnızca araçla değil, coğrafyayla, rüzgârla ve sabotajla da ilgilidir. Avrupa'da bile bazı yangınlar haftalarca sürebiliyor.
DEVLETE SALDIRANLAR, ŞEHİTLERİ UNUTUYOR
Bu yangınlarda biz sadece ormanları değil, canlarımızı da kaybediyoruz. Orman işçileri, alevlerin içinde görev yaparken hayatlarını kaybediyor. Birileri “devlet nerede?” diye bağırırken, o işçiler yangının tam ortasında şehit düşüyor.
Bu ülkenin felaketiyle beslenen bir güruh var. Klavyenin başında adeta akbaba gibi bekleyip, felaket anında devlete ve Cumhurbaşkanı’na saldırmak için fırsat kolluyorlar. Bu ülkede o kadar çok vatan haini var ki, tek tek saysak ömrümüz yetmez.
BU DEVLET HESABI SORAR, BU MİLLET UNUTMAZ
Ama bildiğimiz bir şey var: Bu devlet, bu millet, ihanet edenleri unutmaz. Vakti geldiğinde her birinden hesap sorar. Bu topraklara ihanet edenler ne kadar gizlenirse gizlensin, ne kadar algı oyunu yaparsa yapsın, bu milletin vicdanında da, devletin adaletinde de yargılanmaktan kaçamayacak.
Yangınlarla, sabotajlarla, yalanlarla bu milleti bölemeyecekler. Çünkü bu topraklar, canla başla çalışan, orman için can veren, devleti için gece gündüz ter döken onurlu insanların vatanıdır.