Zonguldak ta görünüşte beş lakin icraatta üç milletvekili var.

İkisinin Zonguldak için bir faydasından söz etmek mümkün değil.

Yok ki çakılı bir çivileri.

Yazılarımda çoğunlukla tarafında olduğum Ak Partili milletvekillerini, teşkilatlarını yazıyorum.

Ne kadar çok övsem de bir o kadar da eleştirdiğim oluyor!

Neden bunu yapıyorum?

Çünkü onlar Ak Parti çatısı altında, ülkeyi sıfırdan zirveye çıkaran büyük bir lider Recep Tayyip ERDOĞAN la birlikte siyaset yapıyorlar!

Her birinin Liderleri gibi olmasını istiyorum,

Çalışkan

Adil

Mütevazi,

İş bitiren,

Zoru başaran,

Herkese dokunan,

Her yaraya merhem olan,

Global düşünen,

Büyük işlerin adamı olan,

Uzaya yol yapacak deseler yapabileceğine inandıran...

Pe ki ya muhalefetin teşkilatları, belediye başkanları, milletvekilleri?

Hepsi bitkisel hayatta!

Kendileri öldükleri gibi yönetimini/hizmetini üstlendikleri şehirleri de öldürmüşler.

Seçmenleri ise tamamen hislerini kaybetmiş. Seçtiklerine karşı zerre eleştirileri olmadığı gibi toplumsal hizmet adına beklentileri de yok!

Tencere kapak misali...

Muhalefet milletvekilleri her dönem pasifti. Lakin ben bu dönemdeki kadar Pasif olanlarına şimdiye kadar denk gelmedim.

Beş milletvekilliğini de Ak Parti alsaydı keşke. Beş milletvekili de iktidar partisinden olsaydı. En azından merkezi hükumet ile hizmet daha fazla gelirdi.

CHP nin Zonguldak milletvekili Sayın Deniz Yavuzyılmaz arada bir iktidarı eleştirmek için bazı konuları dile getirip gündemde kalmaya çalışsa da yerel yönetimlerdeki Belediye başkanlarının hiç bir icraat yapmamaları, hiçbir kaynak bulmamaları, seçildiği beldelerde hizmet üretmemeleri, vatandaşı mağdur etmemeleri hususunda ne onları zorladığını ne de onlara bir kez olsun desteklerini görmedim, duymadım, şahit olmadım.

Oysa onların belediye başkanlıkları kazandığı beldelerde ilçelerde, iller de bile iktidar partisine oy veren vatandaşlar kendi partisinin milletvekillerini sıkıştırıyor. Belde, ilçe teşkilatları buralara hizmet getirebilmek için kendi milletvekillerini sıkboğaz ediyorlar.

Ben niye ilçe başkanım sn. Birol Yiğit’e yükleniyorum, onu yıpratıyorum?

Neden vadi vekilimiz sn Ahmet Çolakoğlu’na mesajlar gönderip beldemizin eksiklerini iletiyorum.

Vadinin çalışkan milletvekiline beldemizle fazla ilgilenmedi diye neredeyse başarısız ilan ediyoruz.

Biz isteyelim, biz zorlayalım, biz kötü olalım.

Onlar etliye sütlüye karışmasınlar.

Belde teşkilatımız, belde belediye meclis üyelerimiz, seçmenlerimiz hep kendi ilçe başkanına, milletvekiline beldenin sıkıntılarını iletiyorken, muhalefetin belediye başkanları, teşkilatları, oy veren seçmenleri daha kendi milletvekillerinin yakalarına yapışmış, yumruğunu masaya vurmuş değiller.

Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki boş tenekeden ancak ses gelir!

Belediyeyi muhalefet kazansın ama hizmeti iktidar yapsın.

Yolunu sen yap, suyunu sen getir, yeni projeleri sen hayata geçir..

Etik mi bu?

Kim nerede seçilmiş ise oraya hizmet etmek zorunda değil mi?

İktidar için, ülkede şunu yapmış, bunu yapmış dediğimizde “tabi yapacaklar, yapmak zorundalar, onun için oradalar!” Muhalefete gelince “ellerinde imkân yok!” derler bir taraftan da, ne kadar çok çalışıyor diye Çaycuma belediye başkanı CHP li sn Bülent Kantarcı’yı örnek gösterirler..

Hizmet etmeyecekse, edemeyecekse, kendi milletvekilleri, teşkilatları hizmetin önünü açamayacaksa ne diye milletin huzuruna çıkıp “iktidar olmasak da biz hizmet yaparız” diye niye vatandaşa yalan söylüyorlar?

Bu kul hakkına girmiyor mu?

CHP genel başkan yardımcılığına kadar yükselmiş sn. Deniz Yavuzyılmaz’ı, sn. Eylem Ertuğrul’u mecliste ziyaret etsinler.

“Yolları yapamadık, alt yapıda problem var, su hatlarımız yenilenecek, araçlarımız dökülüyor, personelimiz yok, seçimde vaat ettiğimiz ve kitaplara kocaman kocaman resimlerle bastırdığımız hiç bir vaadimizi yapamadık” desinler.

“Düğün salonumuzu nasıl bıraktıysak öyle kaldı. Sözde salon yaptık ama salon içinde kır düğünü yapıyoruz!” desinler.

“Kendi partim, kendi teşkilatlarım, kendi milletvekillerim varken iktidar milletvekillerinin kapısına gitmekten hicap duyuyorum” desinler..

Demezler. Dertleri hizmet almak, hizmet yapmak değil. Sadece kazanmak, Ak Partiyi alt ettik demek!

İşleri güçleri iktidarı her türlü eleştirmek.

“İşimiz, gücümüz” dedikleri de zaten bu. Başka işleri yok!