Zonguldak Belediye Meclisi’nin Eylül ayı birinci birleşiminde yaşanan tartışma, siyasi gündemden çok, basına yönelik söylenen sözlerle dikkat çekti.

Mecliste Vagon Kafe’nin nereye konulacağı tartışılırken tansiyon yükseldi. Toplantıda söz alan AK Parti Belediye Meclis Sözcüsü Şendoğan Karataş, Vagon Kafe’nin Uzun Mehmet Camii bahçesine konulacağı yönünde duyum aldıklarını belirterek, bu iddianın doğru olup olmadığını sordu. Bu açıklama meclis salonunda farklı tepkilere yol açtı.
CHP Meclis Grup Başkanvekili Atınç Kayınova, Karataş’ın açıklamasına tepki göstererek, “Nasıl dini kullanırım da 2 kuruşluk basına malzeme veririm derdindesiniz. Kimseyi kandıramazsınız” ifadelerini kullandı. Bu sözler sadece meclisteki AK Partili üyeleri değil, aynı zamanda toplantıyı takip eden biz gazetecileri de çok rahatsız etti.
AK Parti Meclis Sözcüsü Şendoğan Karataş, Kayınova’nın sözlerine sert tepki gösterdi. Basına “iki kuruşluk” diyerek hakaret edilemeyeceğini belirten Karataş, “Onlar görevini en iyi şekilde yapıyor. Zonguldak basını objektif haber yapıyor” diyerek gazetecilere sahip çıktı. Bu ifadeler, orada bulunan basın mensupları tarafından memnuniyetle karşılandı.
Gazetecilik, halkın doğru ve tarafsız bilgiye ulaşması için büyük bir özveriyle yürütülen bir meslektir. Bu mesleğe yönelik küçümseyici ve hakaret içeren sözler, sadece gazetecileri değil, kamuoyunu da hedef almaktadır. Atınç Kayınova’nın kullandığı ifadeler, basının emeğini yok sayan, meslek onurunu zedeleyen bir yaklaşım olarak kayda geçmiştir.
Bu nedenle, CHP Meclis Grup Başkanvekili Atınç Kayınova’nın en kısa sürede Zonguldak basınından özür dilemesi gerekmektedir.

XXX

CHP’DE HUKUKLA İMTİHAN: BUGÜN GÜRSEL TEKİN’İ İHRAÇ EDEN, YARIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU DA İHRAÇ EDER

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) son yıllarda kendi içinde yaşadığı krizlerle kamuoyunun gündeminden düşmüyor. İstanbul İl Kongresi’nin iptali, partinin önemli isimlerinin tasfiye edilmesi, yargı kararlarına yönelik sert söylemler ve üyeler arasındaki hizip savaşları, CHP’nin demokrasi ve adalet anlayışını tartışmalı hale getirdi. Bugün Gürsel Tekin’i ihraç eden bir yönetimin, yarın Kemal Kılıçdaroğlu’nu da ihraç etmesi ihtimal dahilindedir.

CHP YARGI KARARLARINA SAYGI DUYMALI, KEYFİ UYGULAMALARDAN VAZGEÇMELİ

CHP yönetiminin, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği tedbir kararını “siyasi darbe” olarak nitelemesi dikkat çekti. Oysa hukuk devletinde, mahkeme kararlarına saygı göstermek bir zorunluluktur. Keyfi tutumlarla örgütleri işlevsiz hale getiren, partinin emektar isimlerini bir çırpıda ihraç eden bir anlayış, demokrasiye değil istikrarsızlığa hizmet etmektedir. Vatandaş, güven ve istikrar ister; kaos ve hizipçilik değil.

İSTANBUL İL KONGRESİNİN İPTALİ VE ÖZLEM ERKAN’IN ŞİKAYETİ

CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptaline yol açan şikayet dilekçesini, halen parti üyesi olan Özlem Erkan verdi. İlginç olan, Erkan’ın daha sonra Oğuz Kaan Salıcı’nın listesinden Parti Meclisi üyeliğine aday olmasıydı. Bu tablo, parti içi mücadelelerin ve çıkar çatışmalarının nasıl bir sarmala dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Kendi üyelerinin şikayetiyle iptal edilen bir kongre, CHP’nin örgüt içi mekanizmalarını dahi sağlıklı işletecek durumda olmadığını gösteriyor.

CHP İÇİNDE MARJİNAL SİYASET VE GÜVEN BUNALIMI

Ortaya çıkan tablo, CHP’nin marjinal ve hukuk tanımaz bir siyaset anlayışına sürüklendiğini ortaya koyuyor. Parti içinde yıllarca emek vermiş gerçek CHP’liler tasfiye edilirken, çıkar odaklı hizipler güç kazanıyor. Bu durum sadece partiye değil, Türkiye siyasetinin geneline zarar veriyor. Çünkü Türkiye’nin ihtiyacı, güven veren, hukukun üstünlüğüne saygı duyan bir siyaset anlayışıdır; kişisel menfaatler etrafında şekillenen marjinal politikalar değil.

İDDİALAR, YOLSUZLUKLAR VE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GÖLGESİ

Parti içi kargaşa yaşanırken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları da gündemdeki yerini koruyor. İtirafçıların, milyonlarca liranın ilgisiz hesaplara aktarıldığını anlatması ve belediye kaynaklarının amacı dışında kullanıldığına ilişkin iddialar, CHP yönetiminin hukuk karşısındaki tavrını daha da tartışmalı hale getiriyor. Buna rağmen CHP yönetimi, iddiaları aydınlatmak yerine, hukuk kararlarını hedef alarak sorumluluktan kaçıyor.

BUGÜN GÜRSEL TEKİN, YARIN KEMAL KILIÇDAROĞLU

Gürsel Tekin’in ihracı, CHP’nin kendi içindeki demokrasi anlayışını sorgulatan bir kırılma noktasıdır. Bugün Tekin’i gözden çıkaran bir zihniyetin, yarın partinin uzun yıllar genel başkanlığını yapmış Kemal Kılıçdaroğlu’nu dahi ihraç etmesi mümkündür. Bu anlayış, partinin geleceğine dair güveni ortadan kaldırmakta, CHP’yi kendi öz evlatlarına dahi yabancılaştırmaktadır.

ÇIKIŞ YOLU: HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE VE GERÇEK DEMOKRASİYE DÖNÜŞ

CHP’nin çıkış yolu açıktır: Marjinal siyasetten vazgeçmek, hukuk ve adalet mekanizmasına saygı duymak, parti içi demokrasiyi işletmek. Aksi halde, parti içindeki hizip savaşları ve keyfi tasfiyeler, CHP’yi sadece kendi seçmeninin değil, tüm Türkiye’nin gözünde güvenilmez bir konuma sürükleyecektir.