Sabahın aydınlığı usulca odaya süzüldü.
Duvarlarda titreyen ışığa baktım.
İnsanın kendi içine doğru çekilişini hatırlattı bana.
Her sabah biraz daha eksildiğimi düşündüm.
Çünkü insan en çok aydınlıkta yalnızlığını görür.
Masada duran begonya sessizdi.
Yapraklarında ince bir sızı vardı.
Bu sızı bana senden kalan bir hatırayı fısıldadı.
Kırılgan ama inatla yaşayan bir gül gibi duruyordu.
İçimde sessiz ağlayan bir özlem dolaşıyor.
Bir kadın gölgesi gibi.
Sustuğum cümlelere sinmiş bir nefes gibi.
Adını anınca titreyen bir yer var içimde.
Tasavvufta sabrın içten içe büyüyen ateş olduğu söylenir.
Benim yalnızlığım da böyle yankılanıyor.
Aşk bazen gürültüsüzdür.
Sessizliğin içinden konuşur.
Bugünlerde o sessizliğe kulak veriyorum.
İnsanın kendi içine bakması kolay değil.
En zor yüzleşmeler, kendi sesinden kaçamadığın anlardır.
Papatyalar geliyor aklıma sonra.
Sanki bir ilkbahar esintisi gibi.
Papatyalar,basit görünür ama en temiz duyguları taşır.
Bir yaprağını koparmak bile cesaret ister.
Ben,sana dair anıları hatırladıkça papatyanın sadeliğine tutunuyorum.
Çünkü naif olan her şeyde senin izini görüyorum.
Gün ağır ağır ilerliyor geceye.
Aydınlık bile yorgun gibi.
Belki de, benim içimdeki kararsızlığı duydu.
Belki de,ben hazır olmadığım için Güneş bu kadar çekingen.
İçimdeki hüznün uğultusu susmuyor.
Konuşmadan anlatıyor her şeyi.
Bir gülüşün kırık parçası kalmış yüreğimde.
Bir dokunuşun yankısı hâlâ duruyor, dinmeyen bir sızı gibi.
Aşkta yarım kalan şeylerin nasıl büyüdüğünü o hüzün öğretiyor bana.
Tasavvuf “Ruhunu dinle ” diyor.
Dinliyorum...
Kırıldığım yerleri, özlediğim sesleri, kendime bile söyleyemediğim cümleleri…
Bazen konuşmak değil, bütün bunları taşıyabilmek olgunlaştırıyor insanı.
Begonya solmuş olabilir.
Papatya bekliyor olabilir.
Gün ışığı geç gelmiş olabilir.
Ben yine de içimdeki o sessiz özleme dokunuyorum.
Belki bir gün senin adın geçince içimdeki gölge yüzünü gösterir.
Belki bir sabahın aydınlığında her şey yeniden başlar.
Aşk,insanı kırar biliyorum.
Ama en çok kırıldığın yerden öğrenirsin kendini.
Kırık bir dalın altında bile,yeni bir yaprak büyür sessizce.
Gecenin en koyu yerinde,bir yıldız susar.
Ama yine de ışığını saklamaz kimseden.