Gencecik bir candılar,

Bu vatan uğruna yandılar karakışta,

temmuzda bile ziyaret etseniz,

kanınız donar Sarıkamış’ta.

M.Ç

Temmuzda ziyaret ettik ve kanımız dondu…


Türkiye’den yüksek makamda olan birisi eski bir tarihte Japonya’ya gider, amacı Japon Eğitim sistemini yakından incelemek ve kendi ülkesinde farklı bir uygulamalar ile eğitim kalitesini artırmak ve Japonların zeki ve çalışkanlığından faydalanmaktır. Devlet Başkanı ile görüştükten sonra Japon Eğitim Bakanı ile de görüşmek ister ve isteği doğrultusunda görüşme ayarlanır.

Türk yetkili Japon Bakandan eğitim sistemi hakkında bilgi sorduğunda Japon Bakan: “Efendim biz henüz okula başlamadan çocuklarımızı Hiroşima’ya götürürüz, orada yaşanan dram ve felaketi içlerinde hissetsinler diye detaylı bir şekilde anlatırız ve son olarak deriz ki: eğer yeterince çalışıp başarılı olamaz iseniz bir gün sizin başınıza da böyle felaketler gelebilir bu nedenle okuyun, çalışın ve her işte en başarılı siz olun aksi halde felaketlerden korunamazsınız” deriz ve çocukları öyle okula başlatırız. Bizim Türk yetkili mahcup vaziyette bakanı dinler ve biraz da gıpta ederek : “Bizim böyle bir uygulama yapmamız imkansız bizde Hiroşima benzeri ibretlik mekanımız yok ki” deyince bakan şaşkın bir vaziyette Türk yetkilini suratına bakarak: “Olur mu efendim sizde Çanakkale Destanı birkaç Hiroşima eder” der.

Sadece Çanakkale değil ki, Sarıkamış, Sakarya, Kıbrıs, Balkanlar, Ortadoğu ve daha nice yerlerde destanlar yazan bir ulusun evlatları olarak bu kadar tarihine yabancı bir toplum olursak, yaşanan felaketlerden ders alamaz isek biz ders alıncaya kadar zalim tarih tekerrür etmeye devam eder.