Son bir umutla, öylece geziniyoruz, bir televizyon kanalından diğer televizyon kanalına.

İstiyoruz ki, altıyüz bin kamu işçisinin beklediği, zam pazarlığı sona ersin.
İstiyoruz ki, yedi aydır imzalanmasını dört gözle beklediğimiz kamu çerçeve protokolü krizi çözüme kavuşsun.
Sosyal medya platformları umut kapısı gibi.
İşçi kesiminin taban Ücret konusu, milli bir mesele gibi.
Sanki, açıklansa yer yerinden oynayacak.
Türk İş ve Hak iş Sendikasının, altıyüz bin kamu işçisi adına ortak talebi:
Bir işçinin en düşük günlük taban Ücretinin 1800 liraya yükseltilmesi, 2025 yılının ilk 6 aylık dönemi için %50, diğer 6 aylık dönemlerinde %25 zam talebi ve yüzde 10'luk refah payı yönündeydi.
Çalışma Bakanlığı adına " TÜHİS" in işçi kesimine teklifi, 2025 yılının ilk altı ay için yüzde 24, ikinci altı ay için enflasyon farkı ve yine 2026 yılı dönemi için altı aylık enflasyon farkı oldu !...
Bakanlığın üçüncü teklifi olmasına rağmen, Kamu işçisinin taban ücreti belirsizliğini korudu.
Son günlerde, ülkemizdeki orman yangınlarında şehit olan kamu işçilerimiz adına bile, bu teklif içler acısıydı.
Türk İş Konfederasyonu, başkanlar kurulunu toplamak suretiyle, 2 Ağustos İtibariyle GREV Kararı aldı.
Altıyüz bin kamu işçisi adına yerinde bir karar oldu.
Peki Yaklaşık sekiz yüz bin üyeye sahip olan, Hak İş Sendikası ne yaptı?...
Hak iş Sendikası genel başkanı ve aynı zamanda Öz sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, bir basın açıklaması yaptı.
Kameralar karşısında,Hak iş Genel Başkanı Mahmut Aslan'ın yanında, elinde bir metin, Küçük Emrah modunda " İncindik Cumhurbaşkanımız, işçiler incindi..." diye ağladı...

Maalesef, işçi kardeşim, Hak iş sendikasına gönül vermiş kardeşlerim, körü körüne Öz Sağlık iş sendikasına üye kardeşlerim, bir kol saatine ve yaz mevsiminin ortasında sapı kalın bir şemsiyeye geleceğimizi ve umutlarımızı ipotek eden işçi kardeşlerim vs...
Bugün Aile ve Sosyal hizmet işçileri ve Sağlık Bakanlığı işçileri bu maaş ve çalışma koşulları altında eziliyorsa, işte bütün bunlar senin eserin.
Arın tüm korkularından, vazgeç basit menfaatlerinden, aman o arkadaşım küsecek bu memurum kızacak, safsatasını bir kenara bırak ve emeğimin gücüne inan ve ekmeğine böylece sahip çık.
Bu son durak sana bu son çağrıdır.