Her yerde o var…
Her baktığım köşede,her duyduğum seste,her nefeste onun izi.
Ama yollar bana kapalı.
Gözümün önünde duruyor,gülüyor, konuşuyor…
Ama bana gözleri kapalı.
Onun dünyasında her şey var ama bir ben yokum içinde.
Oysa bir bilse !…
Bir adım atsa,iki cihan birleşecek.
Bir bakış,bir selam,
toprağım can bulacak,dallarım yeşerecek,gülüm tomurcuk verecek.
Ama o,kara bulutlara bakıyor.
Kalbinin kapısı bana kapalı sanki ve aklı benden çok uzakta.
Ben biraz Abdal Neşet Ertaş gibiyim, yüreğim yanık,yoksul ama her daim sevgiliye hasret.
Yoksulluğun içinde büyüdüm,belki ekmeğe muhtaç,ama onurlu, hep asi kaldım bu yüzden.
Kimseye boyun bükmedim,kimseye baş eğmedim.
Sevda,bazen ulaşılmaz görünür; ama özlem,kalbin en derin yerinde büyür.
Ona her baktığımda, hem acı hem umut gördüm.
O uzak,ben yakın,o gülüyor,ben susuyorum.
Ama yine de sevgimden vazgeçmedim.
Çünkü aşk,sabır ve mücadeleyle yoğrulmuşsa, ölümsüzdür.
Ama yine de, şunu bil ki:
İki cihan birleşmese de,ben seni kalbimin en derin yerine yazdım.
Sen orada,hiç kimsenin silemeyeceği bir satırda duruyorsun hâlâ.
Neşet Usta demiş ya:
“Kalpten kalbe bir yol vardır,görülmez. ”
Ben o yolu çoktan ezberledim.
Not: Bu yazıda geçen kişi ve olaylar hayal ürünüdür; gerçeklikle bağı yoktur.