Son günlerde bakıyorum da nasıl ki depremler, savaşlar ve diğer felaketler olduğunda eline bir çubuk alıp kanal kanal gezip ahkam kesen -sözüm ona- uzmanlar gibi Zonguldak kent trafiğide Arap saçına döndüğü için yetkisi ,bilgisi olsun veya olmasın herkes aklınca çözümler üretmeye ve akıl vermeye başladılar.
Çözüm önerilerinin doğruluğu veya yanlışlığı üzerinde durmaya değmez, öneri sunanların hiç birisi değil şehir plancısı çözüm önerecek en son insanlar bile olmamalarına rağmen ağzı olan konuşuyor, konuşması gerekenler ise bir kenarda olan biteni sessizce izliyor, izlemesinin sebebi çözüm üretecek durumda değiller.
Kent trafiğinin cellatlarının başında uzmanların onca yer göstermelerine rağmen siyasi şovmenlerin baskı yapması sonucu eski SSK hasta hanesinin yanına yeni bir hasta hane yapıp o bölgeyi nefessiz bırakanlardır. İsimleri de bellidir.
Tüm bilimsel çalışmaları yok sayarak kent trafiğine hizmet eden köprüyü yıkanların ellerinde bir B Planının olmaması…
Kentin Belediye Başkanına hiçbir şey sormadan o zamanki İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı’nın hazırladığı ve uygulamaya koyduğu kavşak projesi ki buna bile yapılan itirazlar yok sayıldı ve o kadar güzel çözümler dururken kenti kobay gibi deneme yanılma yöntemiyle dizayn eden aklı evveller ve bu aklı evvellere sesini çıkarmayan yöneticilerdir, sesleri çıkamazdı çünkü kendilerinin bir öngörüsü yoktu, ister Belediye başkanı olsun, isterse iktidarın siyasetçileri olsun tamamı kente kalıcı çözüm üretmek yerine yandaşlarına çıkar sağlama yolunu seçtiler ve bu gün gelinen noktada saç-baş yolduran bir trafik ve ortada gezen bir sürü çözüm üretenler ki aynı yöntemleri kullanıyorlar: Deneme-Yanılma. Kent sakinleri bizlerde Arap saçına dönen kent trafiğinde bir bir ölüyoruz.
Çözüm:
İşi ehline bırakmak ve 100 yıl sonrasını planlayan uzun vadeli çözümleri tasarlamaktır. Günü birlik çözümlerin faturasını gariban halk ödüyor, cellatlar hala el üstünde tutuluyor.