Mutluluğu ararken çoğu zaman uzağa bakıyoruz. Oysa insan,huzuru kendinde ve etrafındaki samimiyette bulur.

Seveceksen sahiden seveceksin,
üzüleceksen içten üzüleceksin.
Ahde vefa göstereceksen eğer, önce sözüne sahip çıkacaksın.

Hayatın en büyük sınavı,kim olduğun değil,kimin yanında durduğundur.
Fırtına çıkınca kıyıyı terk eden çok olur.
Ama dalganın ortasında elini bırakmayan bir dost,
ömür boyu hatırlanır.
Bazıları menfaat için dostluk eder,
bazıları da yürek için…
İşte o ikinci gruba rastlamak mucize gibidir.

Kalbiniz naif, vicdanınız diri ise
uzak durun korkuya boyun eğenlerden.
Çünkü onlar,zalimin karşısında sessiz kalanların ta kendisidir.
Her dönem çıkarına göre şekil alan,
bugün öven,yarın söven yüzler…
Kendini kurtardığını sanan ama aslında ruhunu kaybedenlerdir.

Bazen susmak bile direniştir.
Ama suskunluğun korkudan değil, vakarından gelmesi gerekir.
İnsanın asıl imtihanı budur.Haksızlığın karşısında kayıtsız kalmadan,
kalbini kirletmeden yürüyebilmek.

Hayat,biriktirdiğin eşyalarla değil,
biriktirdiğin insanlarla anlamlıdır.
Yüzündeki düşüklüğü fark eden,
sesindeki incinmişliği hisseden,
yanında olmayı çıkar değil,vicdan meselesi bilen insanlarla.
Onlar azdır ama varlıkları umut gibidir.

Unutma...
Korku geçicidir,onur kalıcı.
Zulüm gürültülüdür ama sonu sessizliktir.
Birileri menfaat uğruna döneklik ederken,
birileri başını dik tutarak insan kalmayı başarır.

İşte o an,hayatın en büyük gerçeği ortaya çıkar.
Makamlardan, unvanlardan geriye hiçbir şey kalmaz.
Ama satılmayan dostlukların,dimdik duran yüreklerin adı kalır.

Murat İLERİ