“Buluşalım mı?… Belki son defa! ” Bir cümle, bir ömür sustuğu her şeyi hatırlattı ona.
Kalbi, eski bir şarkının nakaratı gibi çarpmaya başladı.
O gece uyuyamadı.
Sabah ezanıyla kalktı,en güzel gömleğini giydi,en çok onun sevdiği kokuyu sıktı boynuna.
Aynaya baktı; gözlerinin altındaki çizgiler bile o heyecanı gizleyemiyordu.
“Ya beğenmezse?” diye fısıldadı kendi kendine,çocukça bir tedirginlikle.
Seka Sinemanın önünde beklerken,yıllar sanki bir perdenin arkasına saklanmıştı.
Sonra geldi o.
Aynı gülüş,biraz eksik;aynı bakış, sadece biraz derin.
Hiç konuşmadılar.
Zaman,iki yürek arasında sessizce durdu.
Film başladı ama,çok da ilgi çekici değildi
Kadın uzattı elini.
Adam tuttu.
O an,bütün yıllar sustu.
Avuç içleri yine terledi;tıpkı ilk günkü gibi.
Yağmurla birlikte çıktılar salondan.
Gökyüzü ağlıyordu. Belki de onların yerine!...
Kadın döndü,baktı gözlerine.
“Zaman çok şeyi değiştirmiş,” dedi.
“Ama hisler...hâlâ aynı.”
Adam sustu.
“Yeniden sever misin beni?” diye sordu sessizce.
“Eskisi gibi…”
Kadın gülümsedi; hüzünle, kabullenişle.
“Sevmek bitmez,” dedi, “ama bazen dönmez.”
Sojra gitti...
Yağmur,onun ardından düşen son hatıraları yıkadı kaldırımdan.
Adam,avuçlarındaki sıcaklığı sakladı.
Bir daha hiç gitmedi o sinemaya.
Çünkü bazı hikâyeler, son kez tutulan bir ele sığar.
Murat İLERİ