Dün yaşanılan ne varsa,aslında unutulup gidiyor.
Kimi zaman koca bir dağın ağırlığı gibi omuzlarımıza çöken acılar, gözyaşları ve terk edilişler, zamanın sabırlı ellerinde birer birer eriyip kayboluyor. İnsan unutmuyor aslında,hatıralar zihnin kuytusunda bir gölge gibi kalıyor.
Alışmak zorunda kalıyor.
Alışmak dedim ya... İşte o da,zamanın da ötesinde bir ilaç gibi aslında.
Yarayı kapatmıyor ama yaranın büyümesini durduruyor.Bu yüzden,İnsanı ayakta tutuyor diyebiliriz.
Hayat,bize her gün yeni bir ders sunuyor.Bir bakıyorsun,dün ağladığın şey,bugün gülüp geçtiğin bir anı olmuş.Dün seni kahreden bir ayrılık, bugün seni daha güçlü kılan bir hatıraya dönüşmüş. Zaman,insana sadece unutturmayı değil,aynı zamanda olgunlaşmayı da öğretiyor.İnsan, kalbinin kırılganlığını tanıdıkça,kendi gücünü de fark ediyor.
Sonbaharda yapraklarını döken gönül,ilk bakışta çıplak ve yalnız görünür.
Ama o ağaç,baharın geleceğini bilir. Kökleri topraktaysa, toprağın içinde yaşam varsa, çiçekler yeniden açar.
Gönül de böyledir işte.
Ne kadar kırılırsa kırılsın,yeniden sevebilir,yeniden umutlanabilir, yeniden çiçek açabilir.
Önemli olan, umudunu kaybetmemektir.
Çünkü, hiçbir şey sonsuza kadar sürmez.
Ne mutluluklar, ne de acılar…
Bir gün gelir,en kara gecenin sabahı da gün doğar.
En sert kışın ardından da Güneş yüzünü gösterir.
Bir keder,insanı bir süreliğine sürükler belki,ama yerlerde süründürmez.
Yeter ki insan, içindeki umuda sarılmayı bilsin.
Umutsuzluk,insanın kendi elleriyle ördüğü bir zindandır. Oysa umut, içimizdeki en güzel direniştir.
İnsan, hayata tutunmak için sevgiye,dostluğa, güzelliklere sarılmalı.
Belki küçük bir tebessüm,belki de bir dostun sıcak sözü,yeniden ayağa kaldırır insanı.
Bir çocuğun masum bakışı,bir annenin duası, bir dostun omzu…Hepsi birer dayanak, birer ilaçtır.
Dün yaşanılan ne varsa unutulmuyor belki.
Ama hayat,sürekli ileriye akıyor.
İnsan,geriye bakarak yürüyemez.Önüne bakacak,
yoluna devam edecek.Bilmelidir ki, her karanlığın sonunda bir ışık vardır.
Delikanlı cesaretiyle söylemek gerekirse...
Hayat ne kadar sert vurursa vursun, insan ayağa kalkmayı bilmelidir. Çünkü insan, düştüğü yerde kalmaz,kalkar, silkinir ve yürümeye devam eder.
Her defasında biraz daha güçlü,biraz daha olgun, biraz daha umutlu…
Unutmayalım; gönlümüzün sonbaharı varsa, mutlaka Baharı da vardır.
Murat İLERİ