Necdet Tıskaoğlu hakkında asılsız iddiaları dile getirmesi için "iş vaadi" ile ikna edilmeye çalışıldığını itiraf eden kişi, yaşadığı vicdani rahatsızlığı dile getirerek kamuoyundan ve Tıskaoğlu'ndan özür diledi. Yazı, basın etiği ve karalama kampanyaları üzerine çarpıcı bir yüzleşme olarak öne çıktı.

Zonguldak yerel medyasında dikkat çeken bir itiraf yazısı yayımlandı. Kendisini "basın mensubu" olarak tanımlayan bir kişi, son günlerde yaşadığı bir olayı ve vicdanıyla hesaplaşmasını detaylı bir şekilde anlattı. Yazı, gazetecilik mesleğinin etik sınırlarını zorlayan bir karalama kampanyasının perde arkasını araladı.

"İŞ VAADİYLE ASILSIZ İDDİALAR DİLLENDİRİLMESİ İSTENDİ"

Yazısında, geçtiğimiz haftalarda kendisine "basın mensubu" olduğunu söyleyen bazı kişilerden telefon aldığını belirten yazar, bu kişilerin kendisinden Necdet Tıskaoğlu hakkında "asılsız ve mesnetsiz iddiaları dillendirmesini" talep ettiğini ifade etti. Bu talebin "Biz seni işe sokarız, yeter ki bu söylemleri dillendir" gibi vaatlerle desteklendiğini de aktardı. Yazıda, bu "kirli ve ahlaksızca" teklife rağmen, çevresel telkinlerin etkisiyle istenmeden "kırıcı ifadeler" sarf ettiğini, ancak bu sözlerin ne kalbinden ne de inancından geldiğini belirtti.

"BU YAZI BİR SAVUNMA DEĞİL, BİR SORUMLULUKTUR"

Yazar, kaleme aldığı metnin bir savunma olmadığını, aksine vicdanen rahatsız olduğu bir yanlışı kamuoyuyla paylaşma sorumluluğu olduğunu vurguladı. Susmanın bazen suça ortak olmak anlamına geldiğini belirten yazar, gerçekleri çarpıtanlara, iftira ile yol almak isteyenlere boyun eğmek istemediğini net bir dille ifade etti.

Zafer Partisi 15 Temmuz programına katılmayacak
Zafer Partisi 15 Temmuz programına katılmayacak
İçeriği Görüntüle

Kendi iç muhasebesini yaptıktan sonra dürüst basın mensuplarına ulaşarak yaşanan süreci tüm açıklığıyla izah ettiğini belirten yazar, gazeteciliği bir meslekten çok, bir vicdan işi olarak gördüğünü dile getirdi.

"TISKAOĞLU HAKKINDAKİLER KASITLI BİR KARALAMA ÇABASI"

Yazar, Necdet Tıskaoğlu hakkında söylenenlerin ve yazılmak istenenlerin büyük bir kısmının "kasıtlı, planlı ve organize bir karalama çabasının ürünü" olduğunu açıkça ifade etti. Yalanla, çarpıtmayla, tehdit ve vaatle yapılan hiçbir haberin halkın vicdanında yer bulamayacağının altını çizdi.

Yazısının sonunda, Necdet Tıskaoğlu'ndan ve farkında olmadan kırdığı herkesten özür dileyen yazar, bu özrün sadece bir kelime değil, durduğu yeri yeniden seçişi olduğunu belirtti. "Doğruluk kolay bir yol değil. Ama her zaman en huzurlu olandır" sözleriyle yazısını noktalayan bu itiraf, Zonguldak kamuoyunda etik tartışmaları ve medya manipülasyonlarını yeniden gündeme taşıdı.

Kaynak: Bülten