Değerli okuyucular toplumların yönetim şekillerinden bahsediyorum .Bu gün dünya da uygulanmış, bırakılmış veya uygulanan ,bilinen 49 ayrı yönetim biçimi 10 ayrı başlık altında  literatüre geçmiş. Ç...

Değerli okuyucular toplumların yönetim şekillerinden bahsediyorum .Bu gün dünya da uygulanmış, bırakılmış veya uygulanan ,bilinen 49 ayrı yönetim biçimi 10 ayrı başlık altında  literatüre geçmiş. Çakır Efeye göre ise dünyada  iki yönetim şekli var. Çakır Efe kim derseniz ,çok eskiden Ege bölgesinde 5-6 yüz adamı ile beraber yaşayan bir efe dir Çakır efe. Hikaye bu ya ,Çakır efe bir gün bölge de bulunan 5-6  efe yi ,yatılı misafirliğe davet eder.Misafirler  akşam üzeri Çakır efe nin çiftliğine vasıl olurlar, efe misafirlerini karşılar, kurulu sofraya davet edip yemeğe başlarlar, misafirler mükellef bir sofra da ,çeşit, çeşit yemekler yerken,bir taraftanda ,Çakır efenin hizmetinde olan adamları takip ederler .Adamlar Çakır efenin etrafında adeta pervene olmuşlar, efenin güzünün içine bakarak hizmet ediyorlar,her şey dört dörtlük ,lakin,Çakır  efe adamlarına ha bire bağırıp çağırıyor . Misafirlerde biri diğerinin kulağına yaklaşıp ,ya hu  bu adam adamlarına bağırıyor ,niye ki bi soralım der ,diğeri dur bakalım hele bir sabah olsun o zaman sorarız diye cevap verir. Yemek faslından sonra ,çay kahve faslı derken, misafir efeler yatmaya çekilirler. Sabah kahvaltı  sofrası yine mükellef,hizmet mükemmel, fakat, Çakır efenin adamlarına olan tavrı yine aynı. Kahvaltı bitip hizmetliler kenara çekilince misafir efelerden biri Çakır efeye soruyor,  yahu efe diyor, senin bu adamların,senin etrafında  pervene olmuşlar, mükemmmel hizmet ediyorlar, yalnız sen bu adamlara bağırıp, çağırarak ,hakaret ederek onlara  zulüm ediyorsun,nedir bunun sebebi .Çakır efe cevaben ,efeler haklısınız, doğru söylüyorsunuz, yalnız ben insan idare ediyorum  arkadaş .İnsan idare etmek zordur.İnsanlar iki şekil de idare edilir, ya ilimle ,ya zulümle, bende ilim yok ki ,başka ne yapayım ,der. Devletlerde bu güne kadar ya ilimle ya da zulümle yönetilmiştir.İslam devletleri ise hep ilimle yönetilmiş.Devlet-i Ali Osman ilimle üç kıtaya yayılmıştır,Mazlumların hamisi olup ,zalimlerin korkulu rüyası olmuştur ,Sovyetler Birliği 70 sene zulümle idare edilimiş sonra yakılmıştır. Çin, Kuzey Kore,gibi bazı ülkeler de yine zulme dayalı bir  sistemle idare edilmektedir. Zulümle idare aynen Çakır efe idaresi gibi korku idaresi olup ,insan onurunu zedeleyen ,fazla ömrü olmayan bir idare şeklidir,Onun için ,zulüm payidar olmaz, denilmiştir. İlmi idarenin temelinde sistem, insan ve insani unsurlar vardır.Yönetimde liyakat esastır, liyakat sadece diplomaya endeksli olmayıp, diplomanın yanında, kişilik,karekter, bilgi ,beceri  ve başarıları da göz önünde olmalıdır. Uygun liyakate ,yetki verip ,denetim ve kontrol mekanizması eksiksiz olmalıdır. Sistem, insan, onur,haysiyet ve şerefine yaraşır bir anayasa,kanunlar ve hukuk kurallarını içermelidir.Bu gün refah seviyesi yüksek kalkınmış ülkelerin, yükselmelerinin sebebi de ,kendi içlerinde ,kendilerine göre uyarladıkları ,istikrarlı ilme dayalı yönetimlerdir. Devlet içinde ,kurum ve kuruluşlarda ve özel sektörde ,hedefi olan başka tüm kuruluşlarda başarı yine ilme dayalı bir yönetimden geçer. Yeni anayasa çalışmalarının konuşulduğu günümüzde,bundan sonra bir daha sık sık değiştirilmeyecek ve tartışmaya  fırsat vermeyecek kapsamlı bir anaysa yapılması için, herkesin elini taşın altına koyması şarttır. İlmin olmadığı yerde ,zulüm baş gösterir.