Sen giderken, öyle bir fırtına kopmuştu ki yüreğimde, artık toparlanmam imkansız diyordum.
Her ayrılık, bir kıyamettir sevenin yüreğinde.
Ölmesen de, süründürür ömür boyu.
Ne gül dalında güzeldir artık, ne de bülbüller türkü söyler baharında.
Bir anlamı kalmaz kelebeğin bakışlarının.
Şairler şiir yazmaz olur.
Yazar, Aykut Karademir'in bile,kalemi küser kağıda.
O da yazmaz olur.
Zaten, geçim derdi büker belini.Neyse ... Konumuz bu değil zaten.
Belki de iyi oldu, ansızın çekip gidişin.
Bir tesadüf sonucu, girmiştin hayatıma.
Aşk tesadüfleri sever ama ayrılıklar da kaderin gerçeğidir.
Belli bir yaştan sonra, zordu aşkla uğraşmak.
Gece boyunca sana şiirler yazmak, uğruna aynı türküyü defalarca dinlemek, fotoğrafının güzelliğine aldanmak, seni özlemek, sana kavuşabilmeyi hayal etmek, arkadaşlarına ve dostlarına senin hatırını sormak, rüyada seni görmek için Allah'a yalvarmak vs... Bu yaştan, sonra çekilir şeyler miydi?...
Aynaya baktığımda gördüğüm suretten kaçıyorum.
Gözlerimde, gecenin yorgunluğu, yüz hatlarıma düşen keskin çizgiler, gönül penceremden ruhuma esen soğuk rüzgarlar...
İşte bunlar, senin eserin.
Yaşantım da güzel olan her ne varsa, hepsi sana kalmış.
Senden,bana kalan ise bir çift hüzün, biraz gam, biraz da keder...
Susmayı hatta kaçmayı tercih ediyorum artık. Suskunluğumu şiir ve öykü olarak yazıyorum.
Benden, armağan olsun sana, senden aldığım bu yürek sızım.
Murat İLERİ