YER:Zonguldak Mendireği.Yüz metrelik yolu atlaya zıplaya geldim.Nedenmi?Dalga kıran taşları parça şeklindeki kayalardan oluşuyor da ondan.Gençliğimde bu engel atlamalı mesafeyi kedi gibi hoplaya zıplaya aşardım.Şimdi oflaya puflaya aştım.

Peki bu moruk gazeteci halimle bu engebeli yürüyüşü neden yaptım.
Sebep basit zonguldağı dinlemek için gözlerim kapalı.Mendireğin sessizliğinde dalga şıpırtıları,martı sesleri ve püfür püfür açık denizin yosun kokulu tatlı sert havası.
Amasra mendireğini bilirsiniz.Fenerin dibine kadar betonlanmış yoldan insanlar uca kadar giderler,sanki açık denizdeymiş gibi bir duyguyla deniz havasının tadını çıkarırlar.
Düşünüyorum da Zonguldak mendirek Fenerine kadar taşlar biraz daha yükseltilip üzerine düz betondan bir yürüme platformu yapılsa ne güzel olur.Zonguldaklılar Fenerin ucuna kadar yürürler ve sanki açık denizdeymişçesine duygu yaşarlar ve ne kadar mutlu olurlar.Bende eğer görebilirsem hoplayıp zıplamadan fenerin dibine kadar gelip Karadenizin hırçın havasını doya doya içime çekebilsem.
Şimdi cesur bir gazeteci arıyorum.Zonguldağa böyle güzel bir geziyolunu yaptırmak için yazıp çizsin.Bu gazeteci Neden inanışta işe başladığı ilk gün yeteneklerini bir bakışta anladığım Sevgili Genel Yayın Yönetmenim OSMAN SAV.olmasın.Sevgili Osman haydi şu işe bir el at.Geziyoluna da OSMAN SAV adını koydur.Seni izlemeye devam devam edeceğim.

Çağlayan Kahveci eski İnanış Gazetesi köşe yazarı.