Modaya uymuş, seviyesizlik rüzgârına kapılmış falan değilim, daha önce de belirttiğim gibi yazılarımın okunması için de aptalca ta...

 

Modaya uymuş, seviyesizlik rüzgârına kapılmış falan değilim, daha önce de belirttiğim gibi yazılarımın okunması için de aptalca taklalar atacak, olur-olmaz şeyler yazacak değilim, okuyan okur, okumayanın da canı sağ olsun. Başlığın açılımının yapmak gerekir; “AMK: Acayip merak ediyorum.” 

Bu kentin kaderi bu olmamalı.  Bir çok kentin yerel basınını takip ederim. Bu kentin önceki basını ve şimdiki medyasının da yakından takip ederim, düştüğümüz bu iğrenç durumları nasıl izah etmek gerekir, amk? 

Siyasetçisi bir alem, niye alem olmasın ki, onlar da bizim içimizden biri, ama neden değişmiyorlar da sonuçta bize benziyorlar amk? 

Sendikacısı? O kadar çok şey yazılır ve o kadar malzeme çıkar ki sayfalar dolusu yazılsalar nerdeyse roman olur, ya bu sendikacılar neden kendilerini bir türlü aşamazlar amk? 

Esnafı; en çok da bu esnafı merak ediyorum, koskoca ZONSİAD başkanı açıkladı: “Zonguldak kömüre bağlı olmaktan çıkarılmalı” Birinci günaydını bu başkana diyorum: Sayın başkan bu kenti kömüre bağlı bir kent olmaktan çıkaracaksın da yerine ne koyacaksın, sonra kınayı alacak esnafı nasıl bulacaksın amk? 

İkinci günaydını da esnafa diyorum: Yıllarca bu kenti ve insanını hayasızca sömürdünüz ama artık deniz bittiğinde kimi sömüreceksiniz amk? 

Gelelim gazetecilerine: İster kabul edelim, ister etmeyelim medya yani basın artık günümüzde dördüncü ve çok önemli bir kuvvettir, ancak bu kentin kaderi nasıl yazıldıysa bindik bir alamete gedeyoz kıyamete diyen Cem Karaca’yı rahmetle anıyorum. Ya bu kadar şark kurnazı, bu kadar ?? Vallahi kelime bulamıyorum bunları tarif etmeye, kadını erkeği hep aynı formatta, ne yazık ki okur da aynı formata girdi, artık köşe yazarıyım demekten utanır olduk, ipler puştun elinde olunca seviyeli yazı ve haberleri kim okur amk? 

O kadar doluyum ki- dolu derken sinirli anlayın yoksa herkesin bir donanımı mutlaka var- ne yazacağımı planlasam da yazacaklarım boğazımda düğümleniyor, buradan bu kentin ileri gelenlerine de bir şeyler yazmak gerekir, bürokratlar sonuçta devlet memurudurlar görevinin gereğini yaparlar ve işleri bitince başka bir yere giderler, yada bunlar için bir şeyler yazmayı doğru bulmadığımdan pas geçiyorum ama bu kentin belediye başkanları bu kentte yaşamaya devam edecekler, neden bu kadar kirlenmek için çaba harcıyorlar amk? 

Hepinizden özür dileyerek Özdemir ASAF’ın JÜRİ şiirini takdim ediyorum 

Bütün renkler hızla kirleniyordu 

Birinciliği beyaza verdiler. Ö ASAF 

 

Bir şiirde benden olsun: 

KİRLİ-MAVİ GÜVERCİNLER 

Her gün biraz daha kaybolan umutları, 

Bir sonraki güne saklayarak 

Gri bir do sesi için 

İnatla maviye boyuyoruz gökyüzünü,  

Kömür-kül kokan damlarda, hazır kıta, Soluk soluğa bekliyoruz bütün renkleri. 

Henüz sol anahtarını kaybetmedi Zonguldak 

Ve hala yeşil zeytin dalıyla besliyoruz Boyunlarında onlarca insan, tonlarca renk taşıyan Kirli mavi güvercinleri. M.ÇELİK 

  Yazan: Mehmet Çelik