Hayat, bazen insanı tam da iki arada bir derede bırakır.Ne geri dönebilirsiniz ne de ileriye adım atabilirsiniz. Mutluluğa sadece beş adım kala, birden bire ayağınızın altındaki taşlar kayar ve olduğunuz yere yıkılıp kalırsınız.
Hayalleriniz, umutlarınız ve tüm beklentileriniz, bir sabah ezanı vakti idam sehpasına götürülür gibi olur. İçinizde çığlıklar kopar, ama sesiniz çıkmaz.O an anlarsınız ki hayat, sadece sevinçlerden ibaret değildir.
Acı da,ayrılık da, yıkılış da bu yolun bir parçasıdır.
Benim de, kayıp giden hayallerim oldu.Tıpkı Zühre yıldızıyla birlikte ufkun ardına kaybolan düşlerim gibi…
Ama insan ne yapar? Yıkılsa da,kaybolsa da,sığınacak bir liman arar.Ben de şiirlere,türkülere sığınıyorum.Çünkü, insanın ruhunu ayakta tutan şey, bazen bir dize, bazen bir ezgidir.
Ayrılık, hayatın en değişmez gerçeğidir. Hepimizin payına düşen,bir kırık yan var.
Ama yine de inanıyorum ki,bir sabah vakti güneş, bizim için de yeniden doğacak.Çünkü umut,en son terk eden yüreği.
Biz,umutlarımıza tutundukça, kaybettiklerimizin yerine yeniden yeşeren düşlerimiz olacak.