Fâtır suresi (35) 8. Ayeti Kerimesinde Yüce Allah mealen şöyle buyurmaktadır
İşlediği kötü ameller kendisine süslenip püslenip de onları güzel bir şey gibi görmeye başlayan kimse, hiç Allah yolunda giden mü’min gibi olur mu? Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Bu bakımdan, inanmıyorlar diye o inkârcılar için üzülerek kendini yiyip bitirme. Allah, onlar ne yapıyorlarsa hepsini hakkıyla bilmektedir.
Ayetin tefsirinde deniliyor ki;
İki kişinin hâli kıyaslanarak hangisinin doğru ve güzel, hangisinin ise yanlış ve çirkin olduğu sorulur: Birisi itikat ve amel bakımından kötü bir yol tutuyor, yanlış işler yapıyor. Fakat işin dikkat çeken yanı, gerçekte kötü olmasına rağmen, güzel şeyler yaptığını sanıyor. İşlediği kötülükler kendine güzelmiş gibi gözüküyor. Diğeri ise kötülükleri bütünüyle terk ettiği gibi bir de iyilik yapıyor, yaptığı iyiliği de gözünde büyütmüyor, hatta daha iyisini yapmak için gayret sarf ediyor. Şüphesiz bunlar Hak katında eşit muamele görmeyecekler; iyi olanlar dâimâ kazançlı çıkacaklardır.
Ayet açık ve net olarak kötü işler yapan ile iyi yolda bulunanın aynı şekilde muamele görmeyeceğini beyan ediyor. Bu sadece kötü yapanın kendisini iyi göstermesini anlatmıyor. Ona inanan ve itibar edenleri de anlatıyor. Onların süslü yalanlarının peşine takılıp inkarcı olanların akıbetlerinden de bahsediyor.
Göz göre göre yalanı, yanlışı, hatayı savunanların durumlarının iyinin, doğrunun, haklının yanında olanlarla bir olamayacağını açık seçik anlatıyor.
İş Disiplini
Tiktok izlemeyen sanırım yoktur. O platformda herkesin tarzına göre paylaşımlar oluyor. Birileri bir takım suistimallerden dolayı, müstehcenlikten dolayı “kapatılsın” dese de ders niteliğinde paylaşımlarda olmuyor değil. Dedim ya siz neyin peşinde koşuyorsanız onunla buluşursunuz.
Benim burada bahsetmek istediğim konu başka.
Tiktok da yeterli takipçi sayısına ulaşanlar canlı yayın hakkına kavuşuyor. Bu canlı yayınların büyük bir çoğunluğu da iş yerlerinde mesai saatleri içinde çalışırken yapılan yayımlar olarak karşınıza çıkıyor..
Hemen her tür iş kolunda canlı yayın yapanlar var. Kule vinçin tepesinden mi dersin, pres makinasının başında mı dersin. Dikiş dikerken, yemek yaparken, döner keserken, fabrika da üretim yaparken...
Bu tarz yayınlara yönetim neden izin veriyor?
Küçük işletmelerde, restoran, kahvehane, terzi, kuaför vb çaptaki küçük işletmelerde bunlar tanıtım /reklam amacı güdebilir. Ancak belli bir kapasitede olan, On ve üzeri işçi çalıştıran işletmelerde bu tarz serbestlik sıkıntılı.
Çünkü hem iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye atabilecek, hem de iş yerinin uygunsuz görüntülerinin de paylaşılması, çalışanın işine odaklanamaması sonucu olası bir iş kazası ortaya çıkması, maddi ve manevi kayıpların yaşanması muhtemel.
Özellikle kurumsal ve büyük ölçekli firmalarda cep telefonu dahi kullanmak yasakken ya da kısıtlıyken son zamanlarda bazı çalışma alanlarında çalışanın işini yapmak yerine canlı yayın yaptığı, kimler izliyor, kimler beğenmiş, kimler hediye göndermiş diye gözünü ekrandan ayıramadığı bir sistem ortaya çıkmış.
Tabiri caizse çalışanın “Eli işte gözü oynaşta”.
Kamu kurumlarında belki bu tarz canlı video paylaşımları olmuyor ancak özel sektörde bu iş çığırından çıkmış durumda.
Disiplinsizlik ya da başıbozukluk sadece özel iş yerlerinde yok.
Kamuda da söz konusu.
Bir çok kamu kurumunda yöneticilerin, memurların, işçilerin, çalıştıkları kurumda görev yetki ve sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekirken bazıları mesaileri boyunca ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanına hakaret ederek mesailerini dolduruyor..
Bu tarz şikayetleri duyuyoruz, okuyoruz.
Bu tarz davranışlar bence tamamen psikolojik.
Yoksa sağlıklı bir kişi yapması gereken vazifeyle meşgul olması gerekirken neden bu tarz davranışlar sergilesin, değil mi?
Vatandaşlık Maaşı
"VATANDAŞLIK MAAŞI" geliyor.
Bu fikir babası kim bilmiyorum lakin kendisini tebrik ediyorum SGK ya bir kalem yük daha yüklemiş!
Oysa maaşı düşük olanları tek seferde yükselterek böyle gereksiz işlere kafa yormayı bırakmak gerekir.
Sistem İlk olarak pilot bölge seçilecek illerde uygulanmaya başlayacak. 2027 yılında da tüm ülke genelinde uygulanacak.
Peki pilot bölgelerde yaşayanların bir yıl boyunca faydalanacakları bu ek ücret sonradan sisteme dahil olacak illerde ki vatandaşlara bir yıllık fark ödenecek mi?
Ülkeyi yöneten ve dünyada söz sahibi olan bir iktidar böyle basit çözümü olan işlerde kulağını neden tersten tutar anlamak mümkün değil!
Kök maaş safsatası da ortadan kalkmalı tüm maaşlar net üzerinden hesaplanmalıdır.
Emekli maaşlarında Memur-işçi-bağkur emeklisi sistemi kaldırılmalı tüm emekliler "emekli" olarak adlandırılmalı ve aynı oranda zam yapılmalıdır.
Ak Parti iktidarı artık bu sorunu kalıcı olarak çözüme kavuşturmalı ve emeklilerin beklentileri karşılanmalıdır.
Ak Parti iktidarı 2002 den günümüze kadar akla hayale gelmeyecek icaatları başardı. 23 yılda 100 yılda yapılamayanları gerçekleştirdi.
Bana göre çözülememiş sorundan bir kaçı ve hatta en basitleri “Emekli maaşları, market fiyatları, kira artışları” hala çözüm bekliyor.
Bu sorunu da tamamen ortadan kaldırabilecek tek siyasi parti Ak Parti ve tek siyasi lider sn Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir.
Mehmet Çelebi