Kadın… Tarihin her döneminde toplumun en büyük gücü, en büyük değeri oldu. Cephede omuz omuza savaştı, devlet işlerinde söz sahibi oldu,ocağın başında hem anne hem liderlik yaptı. Ama bugün?...
Bugün kadının onurunu, emeğini ve vicdanını değil;dar pantolonunu,mini eteğini konuşur olduk.
Bize dayatılan bu sahte özgürlük anlayışı,aslında modern çağın en büyük yalanıdır.
Göbeğini açmak, baldırını sergilemek özgürlük değil;kendi bedenini tüketim pazarına sürmektir. Bu bir tercihten öte, koca bir yozlaşmadır.
Kadını küçülten, hafifleten,toplum gözünde basitleştiren bir anlayıştır bu.
Ama kimse kusura bakmasın.
Suçu sadece erkeğin sapıklığında aramak, gerçekleri örtbas etmektir.Bu noktada, sadece sözüm ona erkeğe yüklenilen “Sapıklık” ve “Sapkınlık” gibi sosyo-patolojik teşhisler, onurunu ve gururunu dar ve mini eteklere sığdıran kadınlar için de geçerlidir.
Erkek de kadın da kendi onurunu korumalıdır,aksi halde ahlaki çürümenin sorumlusu ikisi birden olur.
Toplumun en büyük yanlışı,özgürlüğü sınırsızlık zannetmesidir.
Oysa kamusal alanlar özgürlüğün değil,düzenin mekânıdır.Okulda, hastanede,adliyede, devletin kapısında belli bir vakar,belli bir ciddiyet şarttır. Kimse kusura bakmasın!...
Orası podyum değildir!
Devlet kurumları da artık bu konuda net kurallar koymalı. “Ben böyle giyinirim, bana karışamazsınız ,” anlayışına bir dur demelidir.Çünkü kamu düzeni,liyakata ciddiyete, etik ve Erdem kurallarına ihtiyaç duyar.
Tabi ki, özgürlük haktır.Ama başkasının hakkını, toplumun huzurunu, gelecek neslin ahlakını yok sayan bir özgürlük,aslında özgürlük değil, ahlaksızlıktır.
Bugün kadınlarımızın önünde iki yol var:
Ya tarih boyunca olduğu gibi onurunu, emeğini ve asaletiyle topluma ışık olacak…
Ya da sahte özgürlük yalanına aldanıp kendi değerini ayaklar altına alacak.
Tercih onların…
Ama unutulmasın: Kadın onursuzlaşırsa, toplum da onursuzlaşır.Kadın yozlaşırsa,gelecek de yozlaşır.
Murat İLERİ