Kimi zaman bir an durup sorar insan kendine.

“ Mutluluk nedir? ” İşte o soruya verilen cevap,her kalpte farklı yankılanır. Çünkü,herkesin yüreği ayrı bir arayışın,ayrı bir özlemin peşindedir.

Bazen aç birine uzatılan bir parça ekmek mutluluktur. Bazen,susuz kalmış dudaklara değen bir yudum su…
Kimi için bir sevgi sözcüğü,kimi için ise hiç ummadığı bir anda gelen sıcak bir tebessüm…
Hatta,hayatın eksilttiği ellerin yerine takılan bir protezdir.

Demek ki,mutluluk aslında kavuşmaktır. Özlemle beklediğine, hayalini kurduğuna, yüreğinde büyüttüğüne kavuşmaktır.
Bazen,yıllar süren bekleyişin ardından gelen küçücük bir an,insanın ömrüne ışık düşürür.

Benim içinse mutluluk, bulunduğum “an”a sığınabilmektir. Çünkü geçmişin hüznü,geleceğin kaygısı bize ait değildir.
Sahip olduğumuz tek gerçek,nefes aldığımız şu andır. İnsan,o anın kıymetini bildiğinde mutluluk sessizce gelip kalbinin en derin yerine oturur.

Unutmamak gerekir ki,kalıcı mutluluk,ne servette ne şöhrette saklıdır.
Onu dışarıda, uzaklarda aramak beyhude bir yolculuktur. Mutluluk,insanın kalbinde saklıdır. Çoğu zaman,
aradığımız mutluluk, çok uzağımızda değil,yanı başımızda, belki de gözlerimizi kapattığımızda içimizde hissettiğimiz o huzurdadır.

... ... ... ... ... ... ...

Mutluluk bazen bir damla gözyaşı,
bazen bir tebessüm,
bazen de kalbin en sessiz köşesinde edilen
en sade ve gizli duadır…