Ömür, dediğin su misali gibi akıp gidiyor.Harcanılan, zaman değil, kayıp giden hayatın taa kendisi.
Bazen bir sevda uğruna,bazen bir ümit uğruna,hatta kabullenmesi zor ama bazen bir hiç uğruna, usulca gidiyoruz bir bilinmeze.
Akrebin ve yelkovanın zaman aralığındayım.
Takvim yapraklarından teker teker dökülür gibi,
terk ettim tüm kederlerimi ve zamanın içindeki özlemleri.
Şimdi, koca bir çınarın gövdesine yasladım sol yanımı.
Ne acı var artık, ne de keder deli yüreğimde...
Evvel zaman içinde, yol verdim sevdanın en delisine.
Serin rüzgarların hasretinde, bir sevda mevsiminde, akşamın mavisinde...
Biliyorum,bir sevgi dokunacak gönlümün bam teline.
Bir yıldız doğacak yüreğimde, sanki Zühre gibi, şavkı benliğimi alıp getirecek o güzel düşlere.
Ömür dediğin belki de koca bir çile.
Bir kelebeğin ömrüne sığacak kadar, umutlardan ve yarınlardan ibaret değil miyiz?
Ömür dediğin nedir ki?...
Dün, bugün belki de yarın yok.
Murat İLERİ