Pişmanlık denizinde, her gün boğulacaksın. Yüreğine hapis ettiğin her söz, dilinde bir sızı olacak.
Çaresizliğin ile pişmanlığın arasında boğulup kalacaksın.
Bir intihar gibi, yakana yapışacak, suskunlukların.
Sen de biliyordun ki, hayat çok kısa.
Sevda türküsünü söylemeliydin ve sarılmalıydın bana.
Sevginin, menfaati olmadığı gibi, aşkın da hesabı olmazdı.
Oysa sen, sevdiğini söylemek yerine, yosun tutmuş yüreğinde biriktirmeyi tercih ettin.
Seni özlüyorum, iyi ki varsın... Diyebilmek o kadar mı zordu?...
Kaç kez söyledim sana şiirlerimde, belki kaç kez?..
Aklın seni oyalamadan, yüreğin diline kelepçe vurmadan, sevdiğini söyle ve sarıl bana diye.
Bundan böyle,her gün, pişmanlık duyacaksın.
Kalabalıklar içerisinde, yalnızlığına sarılacaksın.
Yazdığım hiçbir şiir, hiçbir öykü yada geçmişe dair hiçbir fotoğraf karemiz, pişmanlığını bastırmaya yetmeyecek.
Mahşer gününde bile, gözlerime son kez bakamamanın nedametini yaşayacaksın.
Bu yürek yangının asla sönmeyecek.
Bir insanın en büyük pişmanlığı, yüreğinde biriktirdiklerini, kelimelere dökememişiymiş.
Bu yüzden, aşk cesur olanları sever.
Aşka dair her pişmanlık, gönülde kanayan bir yara gibidir.
Murat İLERİ