Çok seversin dolu dizgin.

Her şeyini verirsin onun için.
Kalbini,ruhunu, ömrünü…
Sevgin karşılıksızdır, ilgin alabildiğince had safhadadır.
Oysa o, kendini vazgeçilmez zanneder.Senin verdiğin değeri, senin gösterdiğin emeği bir ayrıcalık gibi değil,zaten olması gereken bir şeymiş gibi görür. Sen çok sevdikçe, o değer bilmez olur. Sen tükendikçe, o varlığını büyütür.

Öylesine çok harcanırsın ki, tükendiğinin farkına bile varamazsın.
Bir gülüşüne ömrünü bağışlarsın,bir bakışına umutlarını adarsın.İçten içe kırılırsın ama yine de belli etmezsin.
Yeter ki, o mutlu olsun dersin.Yeter ki, yanında kalsın...
Ama o, senin fedakârlıklarının farkına bile varmaz. Senin sessiz çığlıklarını asla duymaz.

Sonra aradan zaman geçer.Günler birbirine karışır,aylar yılları kovalar.
Bir bakarsın ki, bir zamanlar uğruna kendini heder ettiğin o el,artık başkasının elindedir.Bir zamanlar sana ait olduğunu sandığın kalp,artık başka biri için çarpmaktadır.O an anlarsın ki, aslında sevgili değil, kalbinde yaşattığın hayaldi sevdiğin.

Ama artık çok geçtir.
Çünkü sevginin en büyük bedeli ödenmiştir. Nihayetinde, zamanında kıymeti bilinmemiştir.
Sen harap olmuşsundur, ama o yoluna devam etmiştir.Sen tükenmişsindir, o yeniden filizlenmiştir. Arkanda sadece derin bir yorgunluk ve tarifsiz bir hüzün kalmıştır.

İşte o zaman öğrenirsin,
Bir sevda uğruna her şeyini vermek,her zaman kazanmak değildir.Bazen sevmek, kendini unutmak da değildir. Tam aksine, kendini de sevmek ve değer vermek gerektiğini hatırlamaktır.

... ... ... ... ... ... ... ... ...

Seni O Sanmıştım !...

Seni o sanmıştım, Önce gökyüzüm sandım,
Karanlık gecemde yıldızım sandım.
Yaralarıma merhem, yarına umudum,sanmıştım.
Meğer, en derin yaramışsın,çok yanılmışım.

Şimdi geriye kalan yalnızca sessizlik,
Demir parmaklıklar ve bir kalbin kırıklığı.
Sevgisi tükenen bir ömrün hatırası,
Sana değil,kendi kendime yazdığım bir ağıttır bu.
Seni, o Sanmıştım!...