Yarın ders zili çalıyor…Yaklaşık 18 milyon öğrencimiz yeni eğitim ve öğretim yılına başlıyor.
Velilerimiz için tatlı bir telaş başlarken, maalesef ekonomik ve sosyal koşulların getirdiği geçim derdi de kendini hissettiriyor.Çünkü hayat herkese eşit fırsatlar sunmuyor. Bugün birçok aile, ortalama bir öğrencinin eğitim ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor.
Ben,yoksulluğun içerisinde büyümüş bir kardeşinizim.Bu topraklarda,alın terinin ve yokluğun ne demek olduğunu çok iyi bilirim.Belki de bu yüzden, yoksulun gönlünde sevgiyi kazanmış, kalbinde “Reis” olarak kabul görmüş birisiyim.
Yıllardır olduğu gibi bu sene de Çaycuma’da ihtiyaç sahibi öğrencilerimizin yanında olmaya gayret ediyorum. Okul çantası, kırtasiye malzemeleri,okul kıyafetleri ve ayakkabı gibi temel ihtiyaçlarını, hayırsever iş insanlarımız ve bürokratlarımız aracılığıyla karşılamaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl 36 öğrencimize destek sağlayabilmiştik. Ancak,bu yıl şimdilik sayımız maalesef 20’yi geçemedi.
Üzücü olan ise; yardım çağrılarımıza, “Yardımı ülkeyi yönetenlerden iste ” diyerek insani ve vicdani yanını kaybetmiş cevaplar verenlerin olmasıdır. Oysa biliyoruz ki bu çocuklar bugün yoksul olabilir ama yarının öğretmenleri, doktorları, mühendisleri, siyasetçileri, yazarları onlar olacak.
Elbette,yoksulluğu ve sebeplerini tartışalım.Bunun için her türlü platformda konuşmaya hazırım. Ama ihtiyaç sahibi çocuklarımızı hiçbir siyasi ya da ideolojik tartışmaya alet etmeyelim.Çünkü mesele siyaset değil, mesele insanlıktır.
Bugün en gelişmiş ülkelerde bile yoksulluğun izleri vardır.Ama biz, Anadolu toplumu olarak kardeşliği, dayanışmayı ve yardımlaşmayı ilke edinmiş bir milletiz. Düşenin elinden tutmak,garibanı kollamak hepimizin en insani ve vicdani görevidir.
Unutmayalım...
Bugün elinden tuttuğumuz çocuklar,bizim çocuklarımız…
Bizim evlatlarımız… Bizim geleceğimizdir.
Geleceğimize sahip çıkalım!...
Murat İLERİ