Sabah,kahvenin dumanıyla birlikte uyandı gözlerim.

Gözlerim değil aslında,ruhum yorgundu.

Her insan bir aynadır derler,bazen de bir labirent…
Belki de,ben başkalarının eksiklerinde kaybolmuş,kendi içinde yolunu arayan bir gezgindim.

Bazen değer vermek, kendi kalbini esir etmektir.
Sevdiğim, güvendiğim,umut verdiğim insanlar vardı, bu zorlu yolculukta.

Her kırık kalp bir ders değil midir?
Her hayal kırıklığı, insanın kendi sınırlarını anlaması için gönderilen sessiz bir işaret değil midir?

Kendi içimde yolculuğa çıktığım zamanlar da,kaç kez kendimi unuttum.
Kaç kez kendi acımı başkalarının huzuru uğruna erteledim?
İnsan,kendi içindeki adaleti bulmadan, dünya da huzuru bulamaz.

Akşam olurken, gökyüzü kızıl bir huzurla göz kırptı.
Ben,hâlâ kırık bir kalple ama biraz daha bilge,biraz daha kendime dönmüş bir şekilde oturdum.
Kendim için de özür diledim kendimden!...
En başta kendime…
Kendi yorgunluğuma...
kendi sabrıma... Kendi sınırıma... kendi sevgime... Kendi fedakarlıklarıma …
Geçtim karşısına kendimin defalarca kez özür diledim.

Günün sonunda anladım ki,başkasının gözünde değer aramak,kendi varlığını hiçe saymakmış.
Kendi ruhunu onurlandırmak,bir günün en kıymetli işi olmalıydı.
İşte ben,o gün kendimle yeniden barıştım.

Murat İLERİ