Sabahları yürüyüşe çıkıyorum.. Mahallemin ortasından başlayan yürüyüşüm havaalanı kavşağına, oradan Karadeniz sahil yolu (Saltukova Filyos etabı) güzergahı üzerinden yaklaşık üç km kadar yürüyorum..
Sabahın erken saatlerinde Havaalanı kavşağında Çaycuma istikametine, Bartın yönüne ve Filyos liman sahasına işe gitmek için farklı duraklarda kadınlı erkekli onlarca gencimiz kendilerini iş yerlerine götürecek servis araçlarını bekliyorlar.
Bu görüntüler bana Antalya da sabahın erken saatlerinde iş yerlerine gitmek için sokağa çıkan insanları ve peşi sıra gelen servisleri hatırlattı. Orada ki servisler bacasız ve bacalı sanayilere, yani turizm alanında faaliyet gösteren sahillerde ki otellere ve organize sanayide üretim yapan fabrikalara personel taşıyordu.
Benzeri görüntülerin şimdilik bir kısmını çevremizde görüyoruz. Liman ve organize sanayi dışında bir alternatif seçenek olarak “Turizm” de yok değil aslında!..
Sadece dönemin Cumhurbaşkanı Rahmetli Turgut Özal’ın Antalya üzerinden uçarken Belek sahilleri üzerine geldiğinde aşağıya bakıp o anki hayranlığını gizleyemeyerek “Aman Allah’ım ne güzel sahillerimiz var, buralar neden boş, derhal Turizm alanı ilan edelim, bu muhteşem sahilleri Turizme açalım, ülkemize turizm geliri sağlayalım!..” dedikten sonra Antalya’nın kaderi değişiyor.
Bizde umudumuzu yitirmeden en azından bir gün turizm bakanının Zonguldak üzerinden uçarken Bakmaktan ziyade GÖRMESİNİ ve Zonguldak- Bartın arasında ki sahillerimizin turizme kavuşturacağı o anı bekliyoruz.
Bundan yaklaşık 30 sene evvel gençlerimiz iş umuduyla Gurbete çıkarken günümüzde artık gençlerimiz ya meslekleri icabı görevlendirmelerle ya da dışa açılma arzularıyla Gurbete çıkmaktalar. Zorunlu çıkanlarda var elbette. Tabii henüz her şey dört dörtlük değil bir İstanbul bir Kocaeli, bir Bursa sanayileri gibi değil tabi, ancak taşlar yerine yavaş yavaş oturuyor Liman sahasında şu anda geçici firmalar çalışıyor henüz köklü firmaların bu topraklara demir atma, istihdamda ki süreklilik henüz gerçekleşmedi. Büyük ölçekli şirketlerin kurmak istedikleri fabrikalarla ilgili yer arayışları devam ettiğini duyuyoruz..
Çevrecilerin mahkemeye taşıdığı ve şu an geçici beklemekte olan gübre fabrikası bölgemiz için kalıcısı ve istihdam adına büyük bir yatırım..
Organize sanayinde rekabet eden büyük ölçekli firmaların çoğalması aynı zamanda çalışanların maaş politikalarına da olumlu yansıyacaktır. Yani daha fazla kazanmak için gençlerimiz, genç beyinlerimiz il dışında farklı şehirlere göç etmek durumunda kalmayacaktır.
Peki sanayi alanında ki tüm bu beklentiler sonucu artacak nüfusun konaklamasını sağlayacak yeterli sayıda konutumuz var mı?
Maalesef yok. Özellikle yukarıda özelliklerini sıraladığım o coğrafi alandın merkezinde Saltukova beldemiz var. Bahsettiğimiz endişelerimizle alakalı çözüm adına dün bir şey yapılmadığı gibi bu gündem de yok!
Bu sorunu paralı asker diye adlandırılan ve artık karakollarda uzman erbaşların görevlendirildiği süreçte tayinle gelen askerlerimizin aileleriyle kalabilecekleri “kiralık konut” sıkıntısıyla yüzleştik. Beldemizde ki Toki binaları olmasaydı sanırım bu askerlerimiz zorunlu ve süreli askerlik eğitimi gören çocuklarımız gibi askeri lojmanlarda, ranzalarda, ailesinden, çoluk çocuğundan ayrı olarak kalmak zorunda kalacaktı.
Ne vatandaşımız ne de beldemizi yönetenler geleceği görerek yatırımlarını şekillendirmemişler. Aile reisi üç çocuğu varsa üç katlı müstakil nitelikte binayı dikmiş, kendileri farklı ülke ya da şehirlerde, yılda bir gelip otel gibi kullanıyorlar, o kadar.
(Saltukova’yı konuşunca yine vebal konusuna girmeden edemeyeceğim. Çünkü beni acayip rahatsız ediyor bu vebalden bahseden vizyonsuzların girdiği vebal!)
“Ben belediye başkanı olacağım!” deyip te belediye başkanlıklarını üstlenenler 36 yıllık belediye geçmişimizde Saltukova’nın geleceğiyle alakalı imar sonunu çözememiş!...
Özellikle liman alt yapı çalışmalarında çalışan firmalarda ki personeller kalacak yer konusunda problem yaşadılar. Liman sahası içine tabiri caizse konteyner kent kuruldu. Limana en yakın belde plan Saltukova da limanda çalışan yüzlerce çalışan mesai bitimlerinde para harcayacak, dinlenecek, eğlenecek yer bulamadı. Hem ulaşım sorunuyla karşılaştı hem konut!.
Oysa bu kısa vadede bile yerel esnafımız burnumuzun dibinde ki bu devasa yatırımdan daha çok nemalanabilir, yatırımlarını ona göre yapabilir, farklı bir şehir ortaya çıkabilirdi...
Dün Perşembe belediye başkanımız sn Turhan Okumuş “su” ile ilgili bir paylaşım yapmış, tüm çalışmalarına rağmen eleştirildiğini söylemişti. Çalışan bir belediye için “daha iyisini yap” diye eleştiriliyordur mantığıyla değerlendiriyorum. Ben bardağın dolu kısmına bakıyorum ve diyorum ki; eleştiriden nasiplenmek lazım!
Ya Saltukova’da yaşayanlara ne demeli? iki dönemdir tek bir çivi çakılmayan, 2024 yerel seçiminin öncesinde mevcut başkanın “doğalgaz çalışmaları sebebiyle bozulan yolları nisan ayından itibaren yapacağız” tabelasına baktıkları halde 16 aydır hiç bir gelişme olmamasına rağmen ses çıkarmayanlara ne demeli?
Burada vebal kimin?
Mehmet Çelebi