Son günlerde gündemden düşmeyen bir teşhircilik konusu var. Sanatçılardan eğitimcilere, öğrencilerden toplumun çeşitli kesimlerinde bir çıplaklık yarışıdır gidiyor.

Bir sanatçı sahneye önünde “fahişe” yazan bir T-shirt’ le sahneye çıkıyor.
İzleyenlerin birçoğu ne yazdığını bile bilmiyordur belki ama üzerine giydiği kıyafetlerin kıyafet olmaması ve sahnede yaptığı “deli misali” davranışları ile vücudunun en mahrem yerlerini sergilemesi ve izleyen gençlerin çılgınca alkışları bir kez daha eğitimin ailede başladığının ve aile eğitiminin, terbiyesinin, Ahlakının ne derece önemli olduğunu ortaya çıkartıyor.
Yine bir sokak röportajında:
“Na mahrem diye bir şey var biliyor musun sen? Diyor yaşlı amca.
Karşısında ki genç
“bakma, nefsin yok mu?“
Yaşlı amca: “kilit mi vuracan?” dediğinde karşısında ki genç
“Allah ne demiş, gözlerinize önce perde indirin demiş!”
Bu cümlesiyle birlikte şimdi bu gencimize hak veriyor olabilirsiniz. Ama amca son cümlesinde perdeyi kapatmış,
“Allah (haşa) “aç g.tünü dememiş, örtün demiş, kapat demiş!”
İşte bir şey bildiğimizi zannederek hiç bir şey bilmediğimizin de somut bir örneği. Kur’andan ayet ve hadisler ile karşımızdakine tek taraflı ders vereceğimizi düşünürken Kur’anın tek yönlü bir kılavuz olmadığını da unutmamak gerekiyor.
“Bakma”, derken aynı zaman da “kapan” da diyor.
Sınava iç çamaşırı ile gelen lakin evde unuttukları sebebiyle sınava giremeyince bir anda kıyafeti tartışma konusu olan genç bir kızımız,
Okulda öğrencilerine ders veren ancak ne giydiğine dikkat etmeyen bir öğretmen hanımefendi,
Yarı çıplak muayene olmaya gelen genç kıza , “teşhircisin, vücudunu sergiliyorsun, benimde hasta seçme hakkım var, seni muayene etmeyeceğim” diyen bir göz doktoru.
Sahnede ki sanatçının abuk sabuk hareketlerinden rahatsız olan ve hemcinsini eleştirerek “kadınlığımdan utandım” diyen sorumlu bir kadın,
LGBT yi savunan bir garip kitle.
Çocuğunu yarı çıplak sokağa, okula salan anne, baba.
Çarşaflı kadın için “altında belki de hiç bir şey yok” diyen sapık zihniyet..
Sahnede çırılçıplak şarkı söyleyen sanatçıya “burası kerhane mi, burası meyhane mi?” diye sormayı aklından bile geçirmeyen,
Lakin “Bu dünya da Kur’ana ve Peygamber efendimiz (s.a.v) in sünnetine göre yaşarsanız öbür dünya da Cennet ile müjdelenirsiniz ki, o Cennette huriler size hediye edilir, Kevser şarabı ikram edilir” debildiğinde:
(Duhân / 54. Ayet:İşte onları böyle mükâfatlandırır, kendilerini güzel gözlü hûrilerle evlendiririz
Tûr / 20. Ayet: Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanacaklar. Onları tatlı dilli, güler yüzlü, güzel gözlü tertemiz cennet hanımlarıyla evlendire¬ceğiz.
Rahmân / 72. Ayet: Onlar çadırlarda sadece eşleri için ayrılmış gözlerinin siyahı simsiyah, beyazı bembeyaz fevkalade güzel hûrilerdir!
Vâkıa / 22. Ayet: Bir de iri gözlü güzel yüzlü hûriler5. Ayet
Muhammed / 15. Ayet: Gönülleri Allah’a saygıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanlara va‘dedilen cennetin durumu şöyledir: Orada hiç bozulmayan tertemiz su ırmakları, tadı bozulmayan taptaze süt ırmakları, içenlere lezzet veren ve dünyadakiler gibi sarhoş etmeyen şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Onlar için orada ayrıca canlarının çektiği her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Böyle nimetler içinde yaşayanlarla; cehennemde sürekli kalacak olan ve kaynar su içirilip de bağırsakları parçalanan kimseler hiç bir olur mu?)

Yukarı da ki Ayetlerde de apaçık açıklanmasına rağmen,
“ne o Cennet meyhanemi, kerhane mi?” Diye algı yaratan hastalıklı beyinler ile nereye doğru gidiyoruz?
Teknoloji bu kadar gelişmemişken ve TV kanalları da sınırlı iken bir çok filmde argo konuşmalar “bip”lenir, uygunsuz sahneler makaslanırdı.
Ancak gelişen teknoloji ile o makaslanan yerlerin, biplenen konuşmaların artık ne olduğunu herkes öğrenmiş oldu. Öğrenmekle kalmadı iki arkadaşın birbirlerine söylemeye utandığı bu cümleleri her yerde açık açık söylenir oldu.
Nereye varacak bu işin sonu?
Ya da hiç sorun yokmuş gibi davranmak mı gerekiyor yoksa?
Artık bizde HAKUNA MATATA mı diyeceğiz!
Ahlaki olarak nereye gidiyoruz böyle?
Hakuna Matata, "Hiç üzülme" ve "Hiç sorun yok" anlamlarına gelen Svahili dilindeki bir deyimdir. Bu deyimi Zanzibar, Tanzanya ve Kenya'da yaşayan halk yaygın olarak kullanmaktadır.