Yer Antalya... 96 yılında iş umuduyla çıktığım turizmin baş kenti Antalya da yıllar yılları kovaladı. Öyle bir zaman geldi ki bir süre işsiz kaldım.
Sahili otel dolu olan bu koca şehir sanki bana kapılarını kapatmış boyun eğmemi istiyordu. Her gittiğim kapı adeta duvar oluyordu yüzüme..
Sanırım 2004-2005 yıllarıydı. Ak Parti Antalya il başkanıyla görüşürsem iş konusunda mutlaka yardımcı olurlar diye yönlendirdi arkadaşlarım. Daha önce hiç işim olmamıştı il binası ve il başkanıyla.
Görüşebilir miyim, yerinde var mıdır, yoğun mudur, beni içeri alırlar mı gibi bir sürü soru işaretiyle adeta kendimi engelleyerek il binası önüne gittim-döndüm.
Tam geri dönüp evime gelecekken ani bir karar ile “beni kovmazlar ya” diyerek cesaretimi toplayıp il başkanlığına çıktım.
Kapıda ki teşkilat görevlisine durumumu anlattım.
“Başkan içeride, belediye başkanları ve şoförler odasıyla toplantısı var, beklerseniz sizi görüştüreyim” dedi.
Bir çay ikram etti. Bekleme salonunda beklemeye başladım. İl başkanını soranın haddi hesabı yok. Ziyaretçilerin bazılarını diğer teşkilat yöneticileri ağırlıyor, bazıları sonra gelirim diye gidiyor, bazıları not bırakıyor..
Bir süre sonra görevli arkadaş içeriye telefon açıp benden bahsetti.
Başkan "gelsin" demiş olmalı ki, görevli beni il başkanının kapısına kadar götürdü.
İçeriye girdim, odasında bir çoğunu basından ve sosyal meydanlardan tanıdığım belediye başkanları ve başka misafirleri vardı.
İl başkanı buyur kardeşim. Bizim işimiz uzun sürer, sana nasıl yardımcı olabiliriz dedi.
Ona turizmde çalıştığımı, şu an için işsiz olduğumu ve referansım olmadan işe girmemin zor olduğunu ve mutlak çalışmam gerektiğini anlattım.
Salonda ki misafirleri de merakla dinliyorlardı.
İl başkanıyla samimi bir konuşmamız gerçekleşti.
İl başkanı bir kaç yeri aradı. Bu görüşmelerinden sonra bana bir isim ve telefon numarası vererek “bu arkadaşla görüşürsen sana yardımcı olacak, ters bir durum yaşarsan ben buradayım dedi.
İl binasına gelirken ulaşılmaz gördüğüm il başkanı, belediye başkanlarıyla olan toplantısına ara vererek benimle görüşmüş ve dahası ilgilenmişti.
Bir kez daha, doğru kişilerle beraber aynı davadayız diyerek gururlandım.
O görüşmemizden sonra kendisiyle bir kaç kez esnaf ziyaretleri sırasında, mahalle gezilerinde ve il başkanlığına ziyarete giderek görüşme ve sohbet etme imkanı bulmuştum.
Bir süre sonra o il başkanının ALS hastalığından tedavi gördüğünü öğrendim.
O gönüllere giren adam gerisinde iyi izler, güzel işler bırakarak 2008 yılında hayata veda etti.
Allah Rahmet eylesin. Mekanın Cennet olsun Hamza Taş başkanım.
Mehmet Çelebi