Gazipaşa Caddesi’nin kalabalığı içinde yürürken genç bir çift dikkatimi çekti. Adam telaşsızdı, kadın ise gülümseyerek ona bir şeyler anlatıyordu.
Adam,kadının her sözüne bakışlarıyla eşlik ediyor,gözlerini hiç ayırmıyordu.
O an içimden “ işte sevgi buv” dedim.
Sevgi,kusur aramakla değil, kusurların içinde güzelliği görmeyi bilmekle başlıyordu. Çoğu zaman biz, sevdiğimizde bile bir eksik buluruz. “Keşke biraz daha şöyle olsa ” deriz. Oysa sevmek,bir insanı olduğu gibi kabul etmektir.
Mesela onun gözlerini sev.
Sesini sev.
Gülüşünü sev.
Sana aşkla bakışını sev.
Kusurlara değil, kalbine odaklan. Çünkü gerçek sevgi, mesafelere de,yıllara da,meydan okur. Eğer bir kalp,senin kalbine aldığın nefes kadar yakın hissediyorsa,işte o bağın adı aşktır.
Belki de o gencin gözlerinden okuduğum cümleyi, hepimizin sevdiğine söylemesi gerekir.
Gönlümüzden, dilimize dökülecek sözler bellidir. O halde diyebilmeliyiz ki:
Beni sevmek için neden arama.
Sen varsın ya,o işte bana yeter.
Hayat kısa,insanlar fani.Kusur aramak yerine kalpleri görmek…
İşte,bizi hayata bağlayan tek gerçek bu olmalıdır.
Bir bakışın yeter...