İnsan,hayat denilen yol ayrımında duracağı yeri çoğu zaman sessizce seçer.Kimseye ilan etmezkararını,çünkü asıl seçim kalpte yapılır.
Kalbin razı olmadığı hiçbir durak insana huzur vermez.
Sevgi,zorla tutulan bir bağ değildir; gönlü olan buyur edilir,yolu başka yöne düşen ise zaten kendiliğinden uzaklaşır.Israr edilen her şey değerini yitirir,özellikle duygular...
Zamanla anlaşılıyor ki herkes aynı samimiyetle yaklaşmaz hayata. Kimisi çıkarını pusula yapar,kimisi vicdanını.
Bu fark,insanın cümlelerine de yansır.Söz,eğilip büküldüğünde sahibini de büker. Dik duran kelime, haklının yanında saf tutar;haksızlığın karşısına çıktığında sessiz kalmaz. Suskunluk bazen olgunluk değil, korkunun başka bir adıdır.
İyilik,gösterişle büyümez.
Sessizce yapılan her doğru,insanın iç dünyasında sağlam bir yer edinir.
Kötülük ise çoğu zaman gürültülüdür; kendini anlatma ihtiyacı duyar.
İç dünyada biriken ne varsa,gün gelir davranışlara sızar. Maskeler uzun süre taşınamaz,çünkü ruh ağırlık taşır, yalanı değil.
Hatır bilenle omuz omuza durulur. Bilmeyenle mesafe kendiliğinden oluşur. Herkesin aynı yere koyulmaması bir eksiklik değil,bir farkındalıktır. Unutmak bazen nankörlük değil, insanın kendini koruma biçimidir. Her yük sırtlanılmaz, her bağ taşınmaz. Ruh,kendini tüketen ilişkilerden uzak durmayı öğrenmek zorundadır.
İnsan yaş aldıkça şunu fark eder;her gülüş samimi değildir,her yakınlık dostluk taşımaz. Bazı sessizlikler içten içe bağırır,bazı kalabalıklar derin bir yalnızlık bırakır geride.
Hayat,kiminle susulacağını,kiminle konuşulacağını öğreten uzun bir yolculuktur.
Bu yolculukta kaybedilenler değil, bilinçli vazgeçişler insanı büyütür.
Geriye sade bir gerçek kalır.
Duruşu olanın yolu nettir.Kalbi olanın yükü ağırdır ama başı diktir.
Herkes kendi yerini kendi seçer,çünkü insan eninde sonunda ait olmadığı yerden kalkar.Kalanlar kader değil,tercihtir.
Murat İLERİ