"Ölüm Yolu, Boş Koltuklar ve Geri Vites: Devrek’e Bir Bakış"
Zonguldak’ın yolları sadece asfaltla değil, hikâyelerle de örülüdür. Kimi yol medeniyete çıkar, kimi mezarlığa. “Ölüm yolu” olarak anılan Terziler Köyü güzergâhı da bu acı hikâyelerin en karanlık satırlarında yer alır. Ama ne hikmetse, Çaycuma’ya duyduğu muazzam ilgiyle Ahmet Bey, bu ölüm yolunu rehabilite etti. Tebrik ederiz; gerçekten! Kaza riski sıfıra indi deniyor, biz de buna gönülden inanmak istiyoruz.
Peki ya Devrek? Özürük bölgesi? Mengen-Devrek-Bakacakkadı yolu? Her biri hâlâ “ölüm” kelimesini hak edercesine tehlikeli. Her biri, nice ocağa kor düşürmüş, nice hayatı yolda bırakmış. Ama gelin görün ki, “Zonguldak benim bölgem değil” diyerek Devrek’i haritadan silen vekilimiz, nedense enerjisini sadece Çaycuma’ya harcıyor. Bu ayrımcılık, temsil makamında olan bir kişiye hiç mi hiç yakışmıyor.
Dilerseniz bir durup düşünelim: Bir ülkeyi tanımanın yollarından biri de yollarıdır. Trafik istatistikleri, bir medeniyet aynasıdır. Bu aynaya bakınca Devrek'in silueti buğulanıyor. Esnaf karamsar, vatandaş umutsuz. Bahar gelmiş ama Devrek’in içi hâlâ kış gibi soğuk. Geri vitese takılmış bir araba gibi: Gazı köklemiş ama hızla geriye gidiyor.
Protokol ve Sorular: Ziyaretten Kalanlar
Adalet ve Kalkınma Partisi Zonguldak Milletvekilleri ve İl Başkanı’nın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ziyaretinden bahsetmeden geçmek olmaz. Ziyarette ne konuşulduğu kadar, kimlerin oturduğu ve kimlerin oturmadığı da konuşuldu.
İlk göze çarpan eksiklik: Sayın Özcan Ulupınar neden orada değildi? Oysa bu kadronun içinde olması gereken bir isimdi. Yoksa davet mi edilmedi? Unutuldu mu, yoksa unutturuldu mu?
Ve oturma düzeni… Vadi’nin vekili olma yolunda ilerlemeye çalışan Ahmet Çolakoğlu'nun protokoldeki yeri adeta satranç tahtasındaki yanlış yerleştirilmiş bir taş gibiydi. Milletvekilliği bir yana, kendisi AK Parti MYK Üyesi ve Teşkilat Başkan Yardımcısı. Buna rağmen protokoldeki sıralama “kasıtlı mıydı?” sorusunu akıllara getiriyor. Eh, koltuk savaşlarında bazen en stratejik hamle boş bırakılan sandalyedir.
Devrek: Artık Rakibi Zaman Değil, Mengen
Ve dönelim Devrek’e... Esnafın gözü mavi gökyüzünde değil, boş kasada. İlkbahar değil sanki kara kış. İş yerini umutla açan esnaf, gün sonunda dertle kapatıyor kepengini. “Bir şey olacak” ümidiyle bekleyen halk artık “Bir şey olmamasın bari” diye dua ediyor.
Zaman mı? Devrek’in artık zamana ihtiyacı kalmadı. Zaman bile “Ben daha ne yapayım?” der gibi. Rakip artık takvim değil, Mengen! Bir zamanlar Çaycuma beldeydi, biz ilçeydik. Şimdi o uçuyor, biz bakakalıyoruz. "Nasıl oldu da bu hale geldik?" sorusu, artık her kahve sohbetinin baş tacı.
Ama bir soru hâlâ cevapsız: Devrek neden unutuluyor?
Son Söz Yerine:
Sayın vekiller, sayın yetkililer… Unutmayın ki, bir şehri temsil etmek sadece tabelasını taşımakla olmaz. Yolunu yapmakla da bitmez. O yolun sonunda halk varsa, onların derdi varsa, siz orada olmalısınız. Çaycuma’ya yol yaptınız, peki Devrek’e hangi yolculuğu reva gördünüz?
Unutulanlar hatırlanmayı değil, hesap sormayı seçtiğinde geç kalmış olmayın.