Zonguldak’ta yaşanan acı bir olay, toplum olarak görmezden geldiğimiz büyük bir tehlikeyi yeniden gündeme taşıdı.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıbbi Pazarlama Bölümü öğrencisi İrem Gül Karakuş, iddialara göre uzun süredir mücadele ettiği sanal kumar borçları nedeniyle yaşamına son verdi. Sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen genç öğrenci kurtarılamadı. Bu acı haber hepimizi derinden sarstı. Ancak bu olay, aynı zamanda giderek büyüyen ve birçok gencin hayatını sessizce esir alan bir başka tehlikenin de altını çiziyor: Sanal kumar bağımlılığı.
Sanal kumar, mobil uygulamalar ve internet siteleri üzerinden kolayca erişilebilen, çoğu zaman gençleri hedef alan bir bağımlılık türü hâline geldi. Özellikle pandemi döneminden sonra, gençlerin çevrimiçi ortamlara daha fazla yönelmesiyle birlikte bu risk katlanarak arttı. Bugün birçok genç, fark edilmeden bu bataklığın içine sürükleniyor. Başlangıçta “eğlence” olarak görülen küçük oyunlar, zamanla borçlara, psikolojik çöküşlere ve umutsuzluğa dönüşebiliyor.
Kolay erişim: Telefonla birkaç saniyede ulaşılabiliyor.
Kolay para kazanma hayali: “Bir kere kazanırsam borçlarımı kapatırım” düşüncesi.
Psikolojik baskılar: Aileden, çevreden, ekonomik sıkıntılardan kaçış arayışı.
Reklamlar: Sosyal medyada sürekli karşılarına çıkan "hızlı kazanç" vaatleri.
Ne yazık ki bu faktörler birleşince gençlerimiz umut ararken daha büyük bir karanlığa sürükleniyor.
Sanal kumar yalnızca bireyleri değil, aileleri ve toplumu da etkiliyor. Spor dünyasında son dönemde yaşanan bahis skandalları da bu tablonun bir diğer yüzü. Yani sorun sadece gençlerle sınırlı değil; toplumun her kesimini sarsan bir bağımlılık ekonomisi oluşmuş durumda.
Bu acı kayıp, hepimize çok önemli bir gerçeği yeniden hatırlatıyor:
Gençlerimiz yalnız.
Gençlerimiz baskı altında.
Gençlerimiz çözüm ararken yanlış mecralara yönlendiriliyor.
Sanal kumar ve bahis bağımlılığı, artık görmezden gelinemeyecek ölçüde büyümüş bir sorun.
Aileler ve öğretmenler, gençlerin dijital alışkanlıklarını daha yakından takip etmeli.
Üniversiteler, psikolojik danışmanlık hizmetlerini daha görünür hâle getirmeli.
Devlet, yasa dışı bahis ve kumar sitelerine yönelik yaptırımları artırmalı.
Toplum, bu konuda farkındalık çalışmalarına daha fazla destek vermeli.
En önemlisi ise, gençlerin sorunlarını konuşabileceği, destek alabileceği güvenli alanlar oluşturmak.
İrem Gül Karakuş’un kaybı hepimizin yüreğini yaktı. Artık bu tür acıların yaşanmaması için, hem birey olarak hem toplum olarak daha bilinçli, daha duyarlı ve daha koruyucu adımlar atmak zorundayız.
Gençlerimizin geleceğini sanal kumar gibi görünmeyen tehlikelere teslim edemeyiz.
