Kaderi değiştirilen maç, Türk futbolunda yeni bir dönüm noktasına mı dönüşüyor?
Türkiye futbol tarihine kara bir leke gibi kazınan 28 Nisan 2024 Ankaraspor–Nazilli Belediyespor karşılaşması, aradan geçen zamana rağmen etkisini yitirmiyor; aksine, soruşturma dosyalarının genişlemesiyle birlikte skandal her geçen gün daha da netleşiyor. İki takımın 90 dakika boyunca tek bir şut bile atmaması, yalnızca iki korner kullanılması, mücadele yerine organize bir suskunluk sergilenmesi, “Bu maç gerçekten sahada mı oynandı, yoksa masada mı?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
Bugün artık biliyoruz ki ARKADAŞLAR:
Bu maç bir rastlantı değil, bir organizasyondu.
Ve bu organizasyonun en ağır bedelini ödeyen kulüp Zonguldakspor oldu.
Başkanlar, yöneticiler, teknik heyet… 46 şüpheli, 35 gözaltı, tutuklamalar…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2025 sonbaharında başlattığı “futbolda bahis ve şike” soruşturması, Türk futbolunda yıllardır konuşulan ama bir türlü kanıtlanamayan karanlık ilişkileri gün yüzüne çıkardı.
Bankacılık kayıtları, telefon dökümleri ve ifadeler ışığında Ankaraspor Başkanı Mehmet Emin Katipoğlu ile Nazilli Belediyespor Başkanı Şahin Kaya başta olmak üzere çok sayıda isim maç sonucunu etkilemek suçlamasıyla tutuklandı.
Soruşturma dosyasında yer alan bilgiler, Ankaraspor–Nazilli maçının berabere bitmesi adına özel olarak kurgulandığını, bu kararın oyunculara ve teknik heyete iletildiğini açık biçimde ortaya koydu.
Türk futbolunda ilk kez bir maçın “şikesi”, resmi belgelerle, tanık ifadeleriyle ve para trafiğiyle bu kadar net ispatlandı.
ASIL MAĞDUR YILLARDIR GÖRMEZDEN GELİNEN BU KENTTİR: ZONGULDAKSPOR
Kaderi sahada değil, masa başında değiştirilen bir takım
Bu kirli tabloda en ağır darbeyi alan kulüp ise tartışmasız şekilde Zonguldakspor oldu. Çünkü 2023–2024 sezonunda Zonguldakspor’un ligden düşmesine yol açan kritik kırılma, bugün şikesi belgeyle ortaya konan bu maçtı.
Üstelik süreci başlatan da bizzat Zonguldakspor’un kendisiydi.
15 Kasım 2025’te kulüp tarafından yapılan resmi açıklamada, soruşturmanın Ankaraspor–Nazilli maçının hemen ardından Zonguldakspor’un müracaatıyla başlatıldığı duyuruldu.
Kulüp şu cümleyle tarihe not düştü:
“Bizim futbolcularımız şike yapmadı. Ancak hileli bir organizasyon yüzünden emeğimiz, alın terimiz gasp edildi.”
Bu sözler, sadece bir kulüp açıklaması değil; yıllardır görmezden gelinen bir kentin isyanıydı.
GASP EDİLEN PUAN, GASP EDİLEN EMEK, GASP EDİLEN ADALET
Ceza verilmesi yetmez; hakkın iadesi şarttır
Bugün gelinen noktada; evet, tutuklamalar yapıldı.
Evet, bazı yöneticiler ceza alabilir.
Evet, Türk futbolu sarsıldı.
Ama bu yetmez.
Eğer bir maçta şike varsa, eğer şike yapanlar tutuklanmışsa, eğer Zonguldakspor’un kaderi masa başında değiştirilmişse, o halde sportif sonuçların da düzeltilmesi gerekir.
Zonguldakspor, yalnızca bir puan kaybetmemiştir;
Bir sezonunu, emeğini, itibarını ve adalet duygusunu kaybetmiştir.
Bu nedenle:
ZONGULDAKSPOR’UN ACİLEN 2. LİG’E GERİ ÇIKARILMASI,
Türk futbolunun yeniden güven kazanmasının en önemli adımlarından biridir.
Bu, bir lütuf değil;
Hakkın iadesidir.
TÜRK FUTBOLU TEMİZLENECEKSE, BU DOSYA YARIM BIRAKILAMAZ
Şike varsa ceza da olmalı, sonuç da düzeltilmeli
Bugün ortaya çıkan bu skandal, yalnızca bir maçın değil, Türk futbolunun itibarının da sorgulanmasına neden oldu. Avrupa’da benzer örneklerde—İtalya’da Calciopoli, Almanya’da Hoyzer skandalı gibi—sadece cezalar verilmedi, lig tabloları da revize edildi, takımların hakları iade edildi.
Türkiye’nin de artık bu konuda net bir tavır alma zamanı gelmiştir.
Zonguldakspor’un hakkı teslim edilmeden, bu dosya kapanmış sayılmaz.
Sportif adalet sağlanmadan, Türk futbolunda güven yeniden tesis edilemez.
ADALET SAĞLANMADAN HİÇBİR MAÇ BAŞLAMAMIŞ SAYILIR
Zonguldakspor düşürülmüşse, düşürenler tutuklanmışsa,
şike belgelenmişse, banka hareketleri ortaya konmuşsa…
O halde gasp edilen hakkın derhal iade edilmesi,
Zonguldakspor’un 2. Lig’e geri yükseltilmesi,
bu kentin onurunun geri verilmesi zorunluluktur.
Bu karar yalnızca Zonguldak için değil,
Türk futbolunun geleceği için bir milat olacaktır.