Devrek'de görsel şölende gözlemler: Bir yıl süren Çaycuma Meslek Yüksekokulu eğitiminin ardından, mezuniyet coşkusu kep töreni ve görsel bir geçit töreniyle taçlandırıldı.

Etkinlik oldukça hoş ve anlamlıydı. Heyecan ile merakın iç içe geçtiği, duyguların birbirine karıştığı bir gün yaşadık.
Bu özel günün öne çıkan kahramanı, kuşkusuz Dr. Öğr. Üyesi İmge İhsane Özcan oldu.

Kendisine canıgönülden teşekkür etmeyi borç bilirim. Özverili çalışmaları, kontrollü duruşu ve her daim çözüm odaklı yaklaşımıyla hem öğrencilerin hem de toplumun takdirini kazandı. Taraf tutmadan, olaylara soğukkanlılıkla yaklaşması ve şartlar değişse de kendi ilkelerinden ödün vermemesi, onun ne kadar sağlam bir karaktere sahip olduğunu gösterdi. Öğrencileriyle kurduğu sıcak ve içten iletişim, onu örnek gösterilecek bir akademisyen haline getirdi.
Eğitim acısında diğer yüz daha var
Akodest Ferhat Şeref Antoine Lavoisier. Adını büyük bir bilim insanından alsa da, temsil ettiği anlayış o isme oldukça uzak.
Öğrencilerle kurduğu iletişim dili, baskıcı ve mesafeli; samimiyetten yoksun. Mevcut konumunu zaman zaman tehdit unsuru gibi kullanabilen, sorgulanması gereken bir figür. Eğitim geçmişindeki karanlık noktalar, sistemin şeffaflığını zedeleyecek türden. Kendi kurduğu dar bir çevreyle hareket eden bu kişi, eğitimden çok kişisel tahakkümünü büyütmeye odaklanmış görünüyor.
Ancak artık geçmişin gölgeleri belgelerle aydınlatılıyor. Bölgede görev yapan ekiplerimiz ve farklı illerdeki çalışma arkadaşlarımızla yürütülen çalışmalar sayesinde bu yapıya dair net bilgiler edinmekteyiz. Çok yakında ortaya çıkacak belgelerin, bu şahsın eğitim içindeki rolünü daha açık göstereceğine ve önemli değişimlerin önünü açacağına inanıyorum....
FETÖ Örgütü; adliye, bürokrasi ve özellikle eğitim alanında mütevelli yapılar kurarak devlete sızmayı amaçladı. Başta hayırsever bir eğitim hareketi gibi gösterildi, özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarına destek verildiği izlenimi oluşturuldu. Ancak bu bir aldatmacaydı.
Zamanla güçlenen örgüt, devletin kilit kurumlarında yerleşmeye başladı. En tehlikeli yapılanma ise üniversitelerde görüldü. Bugün bile bu yapıların hâlâ faal olduğuna dair ciddi kaygılar var.
Bazı üniversitelerde liyakatsiz yükselmeler ve belirsiz akademik terfiler, kripto yapılanmanın hâlâ etkili olduğunu gösteriyor. Devletin mücadeleyle bu yapıyı büyük oranda çökerttiği düşünülse de, sistem içinde gizlenmiş unsurlar hâlen aktif.
Adli süreçlerde elde edilen veriler, bu kişilerin sistemden dışlanmak yerine kamufle olarak varlıklarını sürdürdüğünü açıkça ortaya koyuyor. Bu sadece bir sızma değil; bilinçli, örgütlü ve uzun vadeli bir işgal planıdır.
Unutulmamalıdır: Kripto yapılanmalar sessizlikte büyür, ama etkisi yıkıcı olur.