Yıl olmuş 2025. Hâlâ aynı çay ocağı, hâlâ aynı dönerci, hâlâ aynı simitçi...

Ama yüzler değişmiş. Eskiden selam verip “Hayırlı işler” dediğin adam, şimdi seni görünce telefonuna sarılıyor, güya meşgul. Oysa telefon değil, vicdanı meşgul.

Devrek değişmedi, sadece havası değil, huyu da ağırlaştı. İnsanların yüzü asık, dili sivri, kalbi kırık. Güvenli liman sandığımız bu güzel kasaba, artık sorunların iskele başı olmuş. Herkes bir derdin hamalı, kimse mutluluğun hamisi değil.

Bakın, birlikte olmak zorunda değiliz. Aşk, meşk, kol kola gezmek gibi derdimiz yok. Ama birlikte yaşamak zorundayız. Aynı kaldırımda yürüyoruz, aynı su kuyusuna kova sarkıtıyoruz. Ama son zamanlarda kuyudan su değil, kin çekiyoruz yukarı.

Devrek, sanki Türkiye'nin "nefret üssü" olmuş. İki kişi bir araya gelince ya birini çekiştiriyor, ya birini dışlıyor. “Bu da bizim mahalleden değil” deyip fişi çekiyor. Yetmiyor, zalime özenip mazluma yükleniyor. Hatta konuya hiç karışmamış garibanın üstünden tren gibi geçiyor.

İşin garibi, herkes mağdur ama kimse mağduru sevmiyor.

Sayın Ahmet Çolakoğlu, siz Çaycuma’nın milletvekilisiniz ama Devrek de sizin sırt çantanızda bir dosya olarak duruyor olmalı. En azından biz öyle umut ediyoruz. Her dönem bir dilekçe gibi kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz ama Devrek’in dosyası, ya masanın en altına kayıyor, ya da "Çaycuma gönderimli" geliyor.

Bakın, işçi alınacaksa, kamuda kontenjan varsa, Devrekli gençler işsizken neden Çaycuma’dan gönderim yapılıyor? Anlıyoruz, kapınızın önü dolup taşıyor. Tamam. Bari Malatya’dan gönderin, Çaycuma’dan değil! Hiç olmazsa uzağa gitti de diyelim.

Çaycuma sizin şehriniz olabilir ama Devrek de gün gelir sahibini bulur. Belki bir belediye çayında, belki bir seçim sandığında, belki de sabah saatlerinde bir fırın kuyruğunda... Bu halk unutmaz. Unutursa da not eder.

Kıssadan hisse:
Devrek’te artık sadece su değil, sabır da çekiliyor.
Kardeşlik rafa kalktı, yerini çaktırmadan çekilen halılar aldı.
Ama biz hâlâ buradayız.
Aynı çay ocağında, aynı umutla, aynı sabırsızlıkla bekliyoruz.

Siz ne zaman bizi görmeye karar vereceksiniz?