Dün, Vatanımın dört bir yanında Şehitlerimizin şehadet haberleri yankılandı.
Ay yıldızlı bayrağım, hüzünlüydü ve üzerindeki yıldızlar, geceye umut saçmıyordu.
Bu defa, çatmıştı kaşlarını nazlı Hilal.
O, Hilal uğruna Ya Rabb'im, ne güneşler batmıştı.
Nice koçyiğitlerimiz, nice Bozkurtlarımız ay yıldızlı bayrağımızı kuşanıp, Vatanımızın bütünlüğü, milletimizin huzuru ve Devletimizin bekası için Şehitlik mertebesine yürüdüler.
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'mizce, yürütülen Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde, bir mağarada yapılan arama faaliyeti sırasında, metan gazına maruz kalan on iki askerimiz, evlatlarımız, yiğitlerimiz hakka yürüdüler.
Onlar da, sevgili Peygamber efendimiz, iki cihan güneşi Hazreti Muhammed'e ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) komşu oldular.
Ülkemiz, yas halindeyken,
maalesef, Aziz Şehitlerimiz üzerinden devletimize, devletimizin değerlerine ve hükümetimize veryansın edenleri , kafa tutanları, hatta Türk Silahlı Kuvvetlerimize dil uzatanları, hayretler içerisinde dinledim.
Sosyal medya ortamı, adeta linç meydanı gibiydi.
Siyaset cahilleri, Asker ve Polis düşmanları bir araya gelmiş, hırslarını bastırıyorlar ve öfkeleni kusuyorlardı.
T.S.K 'nın Aziz Şehitlerimiz ile ilgili ihmali varsa eğer, yasalar çerçevesinde gereken mutlaka yapılır.
Ancak, bozkurtlarımız üzerinden, şehitlerimiz üzerinden vatana,devlete millete,bayrağa, İslamiyet'e vs. saldırmak başlı başına namertliktir.
Bugün ülkemiz, bir taraftan orman yangınları ile mücadele verirken, diğer taraftan da, etrafımızı kuşatan siyonistlere emperyalistlere, bozgunculara, vurgunculara ve hırsızlara karşı savaş vermektedir.
Başka Türkiye yok.
Bu yüzden, birlik beraberlik ve kardeşlik ölçüleri içerisinde devlet aklı ile hareket etmek zorundayız.
Aziz şehitlerimizi saygı ile yad ediyorum, gazilerimize şifalar diliyorum.
Murat İLERİ